"Sakin biçimde, zalim kurşini gözlerin içine baktım. İnsan ruhunun tüm ışığını ve sıcaklığını soğurmuş birer granitten farksızdılar. İnsan bazı kişilerin gözlerinde bir ruh kıpırtısı görebilir, ama onunkiler kasvetli ve soğuk, denizin kendisi gibi kurşuniydiler."
"İsteseniz de istemeseniz de,zaman her şeyi silip süpürüyor ve sonunda geriye yalnızca karanlık kalıyor. Bazen o karanlığın içinde başkalarını buluyoruz ve bazen onları yine yitiriyoruz."
Savas karşıtı olan Stefan Zweig bu eserinde savaş psikolojisini çok güzel bir şekilde anlatmıştır. Ülkesinde savaş olan askerin İsviçre'ye ailesiyle kaçıp orada yaşadığı psikolojiyi derin bir şekilde anlatmıştır. Kendi vatandaşının savaşta sefalet icinde yaşarken onun savastan kaçıp güzel bir hayat sürmesi vicdan azabı çekmesine neden oluyor. Ama yinede karakterimiz bazı seylere mecbur kalıyor. Bu kadar kısa bir kitabın içinde böylesine derin anlamlar olması çok etkileyici.
MecburiyetStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202161,6bin okunma
Catherine bir eliyle alnını, diğer eliyle de göğsünü tutarak, "İşte bu ve de bu engel!" dedi. "Ruhum ikisinden hangisindeyse artık! Bütün aklım ve bütün kalbimle yanlış yaptığıma inanıyorum!"
"Hem onu yakışıklı filan diye sevmiyorum, Nelly; benden daha çok bana benziyor da, onun için seviyorum. Ruhlarımız her neden yoğrulmuşsa, ikimizinki de aynı"
"Denizde hareket ne denli bolsa dünyada da o kadar zalimlik vardır. Ve bazı kimselerin midesini birisi, bazılarınınki de bir diğeri bulandırır. Tek nedeni bu."