Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.38
N
N
@Simsiyahkanatlar
instagram.com/atlasokurrr?igs...
Her zaman öğrenici ol.️
5 Haziran 2001
700 okur puanı
Mayıs 2019 tarihinde katıldı
Okuma Hedefleri
Okuduğum ilk Ayfer Tunç kitabıydı. BAYILDIM. Baş ağrım olmasa tek gecede bitirirdim. Mürşit karakteri unutamayacağım karakterlerden birisi oldu benim için. Mürşit ve Madenci'nin birbirlerini bu kadar iyi anlaması, aralarındaki o bağ çok iyiydi. Konuşarak, susarak bazen de bakışarak birbirlerini anlamaları çok özeldi.
Kitaptaki her karaktere hayatımızın bir yerinde rastlamışızdır, ya da onlardan biriyizdir. Bu yüzden okurken hiç yabancılık çekmedim. Sanki hep tanıdığım insanlar, bildiğim ortamlar gibiydi. Tek sorunu sonuydu. Biraz aceleye gelmiş ve yarım kalmış gibi hissettim. Onun dışında harika bir kitaptı.️
Kitap çok güzeldi. Depresyon ve anksiyete gibi ciddi bir durumu her yaşa hitap edecek şekilde anlatmak başarı ister. Gerçekten çok beğendim. Özellikle Alma'nın iyileşme süreci güzel anlatılmıştı. İyileşme sürecinin zor olabileceğini, iyileştim sanırken başa döndüğünü düşünüp umutsuzluk hissedebileceğini, yorulabileceğini anlatmış. İçi boş avutmalarla değil gerçekten yaşanacak süreçten bahsedilmesi ve bunu her yaşın anlayacağı şekilde anlatması hoşuma gitti. Alma'nın kendiyle yüzleştiği kısım ve mimik de olsa ışığının farkına varması da güzeldi. Her yaşa hitap eden güzel bir kitaptı.
Son 50 sayfasına kadar serinin devamını almayacağıma yemin etmiştim ama acilen almam lazım ahahahsuajdk
Bu kitapta beni yoran tek şey ana karakter Alex'in aşk üçgeniydi. Kurulan evren ve olaylar çok iyiydi. Hiç sıkılmadım okudum. Sisteme isyanlara bayılırım. Ama sırf bu kızın aşk üçgeni ve belaya koşup durması BENİ BIKTIRDI. Kızım dur denince dur bir kere yaa. Resmen belaya bağımlı olmuş ne duruyor ne susuyor olan başkasına oluyor. Bırakacaktım seriyi ama o son 50 sayfa değiştirdi fikrimi. Dedim artık bu saçmalıkları bırakıp olaylara dönecek kitap. Savaş yeni başlıyor ve öyle bir yerde bitti ki serinin devamını almak şart oldu.
Okur Takip Önerileri
Bayıldımm. Uzun zamandır beni bu kadar şaşırtan bir kitap olmamıştı. Genelde işin içine gizem girince tahminlerim tutar. Ama bu kitap zorladı beni. Kitabı bir günde bitirdim resmen. Aşırı akıcı ve gizemliydi. Devamını çok merak ediyorumm.
Kitaba 9/10 verdim çünkü serinin ilk kitabına göre olayı daha azdı ama 2. Kitap olduğu için tahmin ediyordum bunu. Son kitapta bol bol olaylar olur kesin. Tella-Dante ikilisini okumak çook güzeldi. Umarım 3. Kitapta daha çok görürüz. Scarlett-Julian ikilisinde beni şaşırtan olaylar oldu ama son kitapta açıklarlar kesin. Ama benim için çok önemli değiller benim tarafım belli ahahahajsjf
Son kitaptan çok büyük beklentim var. Fena ters köşeler olacak gibi hissediyorum. Bakalım neler olacak.
Öncelikle bu kitabı okuyacaklara ilk tavsiyem kesinlikle sondaki 'Benim Hikayem' kısmından başlayın. Kitabı daha iyi anlayacaksınız.
Günlük hayattaki eylemlerimizin, karakterimizin temelinde yaşadığımız hayat ve insanların etkisi büyük ancak en büyük etki bizim düşüncelerimiz. Bizim önceliğimiz düşüncelerimizi kalıplardan çıkarmak, bastırmamak. Memnun olmadığımız şeylerin içindeysek ilk önce bunu düşüncelerimizden uzaklaştırmak, daha iyi düşüncelere yer vermek. Bu kitap yormadan çok güzel anlatmış. Ayrıca yazarın önerdiği diğer kitaplara da bakacağım.
Bu kitap rastgele karşıma çıktı. Zaten halihazırda başka bir kitap okuyordum ama bir anda bu kitaba başladım. İyi ki başlamışım. Burçak'ın hikayesini okumak, dünyasına adım atmak muazzam bir deneyimdi.
Hayat o kadar kısa ki... Ve biz buna rağmen hayatın kıymetini o kadar bilmiyoruz ki... Burçak hastalığına rağmen yaşamının kıymetini biliyordu. Hep umutluydu. isyan ettiğinde bile bir umudu vardı. Hayalleriyle, umutlarıyla ayakta kalıyordu. Ne olursa olsun hayatın kıymetini biliyordu. Okurken kendimden utandığım anlar oldu. "Ben buna mı üzülmüşüm, bunun için mi hayatı kaçırmışım." Dediğim zamanlar oldu.
Hala hiçbir şey için geç değil. Bu kitap bana bunu anlamam için ders oldu. Ve bu kitabın karşıma çıkması asla tesadüf değildi buna inanıyorum.
Yine bir günde okuyup yorumunu yapmaya geldimm. Bir süredir biraz daha ağır kitaplar okuyordum ve şubat ayını romcom kitaplara ayıracağım demiştim. Hem yeni yeni alışmaya çalıştığım bir tür olduğu için hem de çerez niyetine okuyayım iyi gelir diye düşündüm. (RS gireceğim diye korktum. Temposu yavaş kitaplar okuyordum bir süredir.) Bu kitap çok iyi geldi. Yazarın diğer kitapları da çok güzeldi. Hatta keşke biraz daha uzun olsaydı dediğim oldu. Çok keyif aldım okurken.
Spoiler var
"Hayat, seni hayal kırıklığına uğrattığında ne yapman gerektiğini bilmek ister misin? Sadece yüzmeye devam et, yüz, yüz."
“Artık yüzmeyi bırakabilirsin Lily. En sonunda kıyıya ulaştık.”
●
Kitabımız Lily'nin babasının cenazesinden sonra çatıda Ryle ile tanışmasıyla başlıyor. İlk kez tanıştığın bir yabancıyla bu kadar rahat, güvende
Herkese selamm️ Uzun bir aradan sonra harika bir kitap ile geri döndüm.
Kitabımız Teğmen Drogo'nun Bostiani Kalesine atanması ile başlıyor. Genç Drogo ilk gittiğinde hemen oradan ayrılmak istiyor çünkü orası Drogo'nun enerjisine, gençliğine, hayallerine uygun bir yer değil. Oldukça sıkıcı. 4 ay orada kalmak zorunda kalıyor çünkü herkes buranın ne kadar önemli ve güzel bir yer olduğunu ve biraz beklerse bunu anlayacağını söylüyor. Bu başlarda Drogo için inandırıcı gelmiyor ancak geçen zamanla yavaş yavaş kaleye bağlanmaya, hayatının merkezi yapmaya başlıyor.
Peki bu nasıl oluyor? Kale'nin bir sihiri mi var? Ya da bilinmeyen bir sırrı? Hayır yok. Ancak nasıl olduğunu okuyarak daha iyi anlayabilirsiniz.
Bana göre insanlığın en büyük sınavından birisi alışmak. Alışmak sancılı bir süreçtir, kabul etmesi zordur. Bazı alışmalar bize iyi hissettirse de bize zarar veren alışma süreçleri de vardır. Bazen zorunda kaldığımız şeylere alıştığımızda hiçbir şey eskisi gibi olmaz. Alıştığımız şeyle beraber eski kendimizi, hedeflerimizi, hayallerimizi bırakırız. İşin kötüsü bunu bir anda yapmayız. Alışma sürecinde zamanla yaparız. Bu yüzden değiştiğimizin, vazgeçtiğimizin farkına varamayız.
Tatar Çölü o alışma süreceni adım adım gösteriyor aslında. Drogo'nun ilk zamanki fikirleri, davranışları ve son hali arasındaki uçurumu adım adım okuyorsunuz.
Umut etmek, hayal kurmak, alışmak, heves etmek, hedefler, bir şeylere geç kalma korkusu... İnsanı insan yapan tüm noktalara yazar çarpıcı bir şekilde değiniyor. Tavsiye ederim.️
Herkese selamm. Bugün size edebiyatımızın ilk polisiye romanı olan Esrâr-ı Cinâyât ile geldimm.
Kitabımız, adı Öreke Taşı olan bir yerde üç kişinin cesedinin bulmasıyla başlıyor. (Bir kadın, iki erkek.) Bu olayı dedektif Osman Sabri araştırmaya başlıyor ancak delil bulunamadığı için olay kapanıyor. Ancak bir süre sonra intihar etmiş bir ceset bulunuyor ve Osman Sabri bu intiharın cinayet olduğunu anlıyor ve Öreke Taşı'ndaki cinayetle bir bağlantısını buluyor. Bu bağlantıdan sonra olaylar gittikçe ilginç bir hal alıyor.
Edebiyatımızın ilklerinden birisi olmasının yanında farkını da göstermiş yazar. Gerçekten çok beğendim. Düşük beklentiyle başlamıştım ama beni yanılttı.
Kitabı araştırırken yazıldığı dönem gazetede bölüm bölüm yayınlandığını öğrendim. Ve halk büyük bir heyecanla okuyup katil kim diye tartışıyormuş. Onların için bu yeni tür oldukça sevilmiş. O zamandan bu zamana hala etkisini göstermesi harika. ️
Tavsiye ederim.
“Eğer ben ölürsem buradaki insanlara ne olur, biliyor musun?”
“Beni endişelendiren şey,” dedim. “sen yaşarsan onlara ne olacağı.”
Zaman yolculuğu 1976’da bilimkurguydu. 1819’da ise -Rufus haklıydı- düpedüz delilikti.
●●●●●●●
Herkese selamm Bu yıl okuduğum en iyi bilimkurgu kitabıyla geldimm.️
Ana karakterimiz Dana, eşi Kevin ile 26. Yaş
Herkese selammm Bugün size konu olarak çok farklı bir kitapla geldimm. Kitabımız 18. yüzyıl Fransa'sında geçiyor.
Tüm insani duygularını yitirmiş olan ana karakterimiz Grenouille, doğduğu andan beri toplum tarafından dışlanmış ve şeytan olarak görülmüştür. Bu hayatta onu cezbeden tek bir şey vardır: Kokular. Kokulara karşı büyük bir zaafı
"Yapamadığın o kadar çok şey var ki insanın başı dönüyor, çünkü bizim de yapamayacağımız ne kadar çok şeyin olacağını gösteriyor. Zamanımız yetmeyecek."
"Dünyaya uyum sağlayamadığını hissetmek seni şaşırtmıyordu ama dünyanın içinde yabancı gibi yaşayan birini yaratmış olmasına şaşıyordun."
●●●●●●●
Herkese selam Bugün size
"Görevim, krallığım, bütün dünya... Şu anda hiç biri yok burada. Var olan tek şey ben, gemim ve gözlerinde okyanuslar olan bir kız."
●●●●●●●
Herkese selamm
Bugün sirenlerin dünyasına giriyoruzz.
Ana karakterimiz Lira, siren kraliyetinin varisidir. Ve siren geleneği olarak her doğum gününde bir insan kalbi sökmesi gerekir. Her siren güç için bunu yapar ancak Lira, diğerlerine farkını, gücünü göstermek için sadece prenslerin kalbini söker. Bir gün yaptığı bir hata yüzünden kraliçe olan annesi Lira'yı cezalandırır ve onu insana dönüştürür. Lira'ya bir görev verir: Prens Elian'ın kalbini getirmek.
Prens Elian, siren katili bir korsandır. Sirenleri avlamak için sık sık gemisiyle yola çıkar. Halkını korumak için sirenleri tamamen yok edecek yollar arar. Ve bir gün denizde boğulan bir kız görmesiyle hikayenin seyri değişir.
Kitap çok güzeldi. Özellikle sirenleri tatlı, güzel değil de böyle vahşi yapmalarını çok sevdim. Kavga, savaş kısımları güzeldi. Ama yazarın diline alışmam biraz zaman aldı. Yine de olayların içine girdikten sonra yazarın diline çok fazla takılmadım. Keşke savaş sonrası kısımlarını biraz daha görmek isterdim. Yani kitabın sonuna 20 sayfacık daha eklense çok iyi olurdu.
Bir siren ve siren katilinin hikayesini merak eden herkese tavsiye ederimm.
