Uzaklara böyle çok uzaklara gidiyorlardı ne bileyim, böyle sanki dönmeyecekmiş gibiydi herkes. Dönmeyecekmiş gibi de terkediyordu herkes birer birer buraları.. Yani herkes gitmek istiyordu, lakin istedikleri yere varabiliyorlar mıydı acaba insanlar? Ne bileyim bana gelince de, bense izliyorum sadece kaldığım, durduğum, olduğum yerden yani. Aklım ve bilincim böyle henüz buraları toptan terketmek için yeterince vazgeçme sebebim olmadığını diretiyordu bana. Ne bileyim herkes böyle çıkar yola da, bedenini değil önce kendini yola çıkarmayı, kalbini götürmeyi bilmeli insan. Yani şu arada bir son yazıyorum kendime, nasıl şimdilk biteceğine karar veremiyorum sadece. Yüzyıl sürdü sanki o gece. Böyle uyku ile uyanıklık arasında, yarım yamalak o korkunç düşüncelerimi toplamaya çalışırken, farkındaydım da artık her şeyin gizli böyle derin büyük bir kaybetme korkusuyla uyanmasını bekliyordum.