Biliyorum, unutamayacaksın!
Ağır ağır geçecek mevsimler,
Bir bir ağaracak saçının telleri,
Solacak albümde eski resimler.
Beni hatırladıkça için ürperecek,
Boşanan gözyaşlarını tutamıyacaksın.
Boşuna zorlama kendini, sevdiğim.
Biliyorum, unutamayacaksın.
Ve biliyorsun, ben de unutamayacağım.
Eskimeyecek içimde sana ait ne varsa,
Şöhretmiş, servetmiş herşey geçiyor, inan...
Dostluklar ve sevgiler kalıyor, kalırsa.
Sen benim gökyüzümdün, denizim, toprağımdın.
Şimdi bir hatıra olamazsın belirsiz, uzak...
Biliyorsun, bazı şeyler vardır elimizde olmayan,
İşte öyle imkansız bir şey, seni unutmak...
Zannetme ki, herşey bitti sevdiğim.
Bir gün yeşerecek şu sararmış yapraklar.
Ve bundan sonra kim severse dünyada...
Seni ve beni hatırlayacaklar.
"İnsanoğlunun en büyük zaafı, dünyanın kendi etrafında döndüğünü sanması. Hatta bütün yiyecekleri, hayvanları ve doğayı kendine sunulmuş bir nimet sanıyor. Evren dediğimiz bütün içerisinde, kendisini diğer canlılardan ayrı tutuyor. Çevreyi istediği gibi kullanıyor. Yıkıyor, yok ediyor. Halbuki insanoğlu bu evrende zincirin sadece küçük bir parçası. Bunu redderek aslında kendisine bir hapishane yaratıyor. İnsanın bu yanılgıdan kurtulması en büyük özgürlük. Tabii bu da tam olarak mümkün olmayabilir; ama bu çabanın kendisi de bir özgürlük."
"Ya odanda öldürdüğün örümcek , bütün hayatı boyunca senin onun oda arkadaşı olduğunu sanıyorsa." demişti Dostoyevski.
Hassas bir kalbe sahipseniz,
Dünya sizi elbette incitir..