"Her şey yıkılıp giderken geride kalan şeylerle güzel bir şeyler kurmaya çalışmaktır hayat."
Her şey yıkılıp gidebilir, ama geride kalan şeylerle eğer ben hâlâ iyi bir hayat kurmaya çalışıyorsam, işte o zaman anlamlı biçimde yaşamaya çalışıyorum demektir.
Kalplerimiz ve ruhlarımız birbirine değdiğinde, yollarımız sabahçı kahvelerinde kesiştiğinde, her birimizin acısını müşterek acımız bildiğimizde, umut şehri büyüyecek. Ne zaman yorulsak hayattan, karşımızdakinin gözlerine bakmak yetecek.
Zaten bu büyük alemde kendimizi ayrı ayrı düşünecek olsak mutlak değerimiz sanki nedir... Eğer birimizin bir kıymeti varsa, o da diğerinin ona verdiği değerdir... Aşk muhakkak derin bir dostlukla başlar.
Seni bilmeden ve tanımadan önce de ben daima sevdim. Fuzuli'nin dediği gibi, bende ezelden beri aşk istidadı var (bende mecnûn'dan füzûn âşıklık istidadı var).
Öylesine bir yoksulluk ancak tek kişiye özgürdür. Göle yansımış gülüşler silinir. İlk aşk dayanıksızdır. Gençlik, çılgınlığın sütannesidir. Ağlama... Bekle... Sabırlı ol...
Bir kötülüğe daha büyük bir kötülükle karşılık verip , "Yasa budur; ahlaksızlığa karşı daha büyük ahlaksızlıkla savaş ve buna ahlak adını ver mi diyeceğiz? Bir suçun hakkından daha büyüğüyle gelip buna adalet adınımı koyacağız?"
Sonra hakikatin ne olduğunu bulabilmek adına dedim ki : "Ama bir kadına kocasının felaketi pahasına mutluluğu bulmasına izin verilebilir mi ?" Ve en içteki bilincim karşılık verdi : "Bir erkek mutlu olmak için karısının duygularını tutsak edebilir mi ?"