Ekerken "Niye ekiyorsun ki, çiçekleri yok, kokuları yok, meyveleri yok?" demişlerdi. O zaman "Ne olduklarını bildiğim hâlde ekiyorum ve dikenleri var, demek ki dikenleriyle sevilmek istiyor ne var bunda? Ayrıca miniklerimin yanında böyle konuşmaya utan." demiştim. Bitkilere bile ayrımcılık ya da çıkar eklemek zorunda mıyız cidden?
İlki, serçe parmağımın üçte biri kadardı- bitkileri yavruyken ekmeyi seviyorum- şimdi ise uzayıp kalınlaşmış, hediye olarak tomurcuklanmış ve ilk tomurcuğuuuuu.
İkincisi ise bayadır çiçek açıyor. Ama çiçek açsalar da "Kaktüs yine kaktüstür." muamelesi görmeye devam ediyor ama kaktüslerim de bana çektiği için yine kendi bildikleri gibi davranıyorlar. (:
Sondakiler ise aradan geçen 5 yılı ve ilk kaktüsümü gösteriyor. Hiç çiçek açmadı ama onu görünce içim rengarenk çiçeklerle kaplanıyor. Dikenleri de yumuşacık aslında, insanın dili gibi değil. Dikenlerini sevince de aptal bir şımarıklıkları ya da sonradan nankörlükleri olmuyor. Verilen sevgiyi kendileriyle büyütüyorlar ve bu insanların çoğunda yok. Tüh (!) bu kadar faydasız ve gereksiz bir bitki...