Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Songül USLU

Songül USLU
@Songulusluu
Gül Kırığı ve Düş Bozgunu kitaplarının yazarı.
Mustafa’yı hatırlar diye umar diye düşünüyorum her şeyi anlamaya inat etmiş suretim Mustafa’yı unutur diye sezer diye hissediyorum ben bütün bunların arasından Mustafa’ya gelmişsem Mustafa da bana gelir diye varır diye ümitleniyorum
Reklam
burada, gayrimeşru durduğum beni kuvvetli bir sevinçle boğduruyor suça karşı gelmekten suçlanıyorum hem bunlar dünyanın gözlerini bürümekten yapmalar hem benim gözlerimden Mustafa’ya birikmiş olan borcum kaç sigara içsem de vicdanla kapanmazdı diyorum orada, o en inanmayan düşmanımda bile bu liseli bir çarpıntıyla korunan borçluluktur ümit için kaslarımı kızdırıyorum bana Mustafa’nın eskisini getirin Mustafa’nın doymak bilmeyen eskisini ve onun katline teşebbüsümün ilk anma bir kayıt düşülsün sıcak dönülmez sözüm var kardeşlerime bir Mustafa eskisine ölüm olacak!
Kaybolmuş bir insanın kendisini ancak bir başkasında bulabileceğine bütün kalbime inandım. Mühim olan o insanı bulabilmek. Olanlar oldu ve hayatımın yasını tutmaktan artık vazgeçiyorum. Bugün yağmur yağacaktı o da vazgeçmiş olmalı.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"Bunu kabul etmedim. — Şunu bilmeni istiyorum: Pişman değilim; hiç de pişman olmadım. Ama şunu da bil ki, öyle gururlu falan da değilim — olamadım: Kendimden hiç nefret etmedim; ama bir türlü beğenemedim de kendimi. Çok acı çektim, ama başkalanna da çok acı çektirdim — bu da insanın gururlanabileceği birşey değil pek... Kendimi haklı görüyor değilim; ama kendimi savunuyor da değilim — hele yargılamayı hiç beceremiyorum, kendimi de dünyayı da... — Dünya ne ise oydu; ben de ne isem o oldum — uyuşamadık. Hepsi bu."
"başımı tutup artık geçsin diyordum / artık geçsin bu benim seninle gidip diğeriyle döndüğüm çağ / bu benim sana durup kendimle yürüdüğüm yeryüzü / bu benim seninle uyuyup başkasıyla uyandığım dünya artık geçsin..."
Reklam
Bir şeyi elde edip kavuştuktan sonra hep böyle mi davranıyorlardı? Yoksa elde ettikleri her şey, değerini, cazibesini mi yitiriyordu? Öyleyse sahip olmak için neden yırtınıp duruyorlardı? Bu ne biçim iş, ne menem bir gidişti!
hep aynıdır tekrarlanan kaderi hep aynıdır son cümle: - Sıkıldım.
En geç ben anladım olup biteni En geç ben, çevremde her şey çatırdarken Görmek istemedikleriyle de birikir insan.
Eşiğini çözdüğüm şehrin kapılarında kendi hikayem bile tanıdık gelmiyor artık bana.
- "Peki, sizin aradığınız bu sekizinci cisim ne?" Ebrehe bu soruyu işitince duraksadı. Sanki bir sırrı verip vermemekte tereddüt ediyordu. Neden sonra gülümsedi ve fısıltıyla, - "Yaratılmamış olan" dedi, "Biz yaratılmamış olanı arıyoruz".
Reklam
Gerçek olan biri beni düşlüyor. O gerçek, ben ise bir düş oluyorum.
Alkibiyades'in kılıç şakırdatarak Sokrates'e, "Peki Sokrates öyle olsun, senin dediğin gibi olsun. Ama benim anlayamadı­ğım işin şurası: Niçin insanoğlu bu kadar ölmeyecek gibi doğup büyüyor, senin gibi seksenini geçiyor da büsbütün akıl, mantık, fikir kesiliyor da, bü­tün sırları ayan edecekmiş hale geliyor da, tam mutlu zamanında göçüp gidiyor?"
Ölüm, bir silgi gibi, siliyor insan yüzlerini. Yalnız ölünün yüzünde mana yoktur.
Hiçbir zaman yeniden damla damla,dakikaları duya duya,sıkıla patlaya;rüzgârı,balığı,denizi,ağı seve seve,ölümü beklediğimi bilemeyeceklerdi.
"Şimdi kış. Ölü gibiyim. Ama yine bahar gelecek biliyorum." dedi.
49 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.