Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.13
Sirius Black
Sirius Black
@SrsBlack
İnstagram : birkahvebirkitap
Fen Bilimleri Öğretmeni
219 okur puanı
Mart 2018 tarihinde katıldı
Okuma Hedefleri
Kısaca kitabın konusu; Bartholomew 38 yaşına kadar annesiyle yaşayan asosyal bir adamdır. Annesinin kanserden kanserden ölmesi sonucu nasıl ayakta duracağını bilemez. ömrü boyunca yaptığı tek iş annesine bakmaktır.
Bir gün annesinin çekmecesinde Richard Gere'dan bir "Tibet'e Özgürlük" mektubu bulur ve bu işte bir hayır olduğunu düşünerek Richard Gere'e mektup yazmaya başlar. . *** .
Kitap baştan sona kadar Bartholomew Neil'in yazdığı mektuplardan oluşuyor.
ilk 30 sayfa civari okurken biraz zorlandım çünkü garip gelmişti biraz yazarın yazım şekli. Oradan oraya atlıyormuş gibi geldi. Bunun sebebi belkide karakterin çalkantılı ruh halinde olmasıydı. Kitap ilerledikçe ve karakteri tanıdıkça kitaba daha fazla adapte oluyorsunuz ve bir çırpıda bittiğini görüyorsunuz.
İlk defa bu tarz bir kitap okudum. Biraz mektup, biraz günlük, birazda kendi kendine konuşur gibiydi. Richard Gere hakkında ufak şeylerde içeriyordu. Dalai Lama, Jung, felsefe, din, inanç, telepati, aşk, dostluk, sevgi... Bartholomew Neil'in yaşama ayak uydurma çabası... . Ben çok fazla Richard Gere sevmesem de özellikle sevenlerin daha bir zevkle okuyacağı bir kitap.
Kısaca konusundan bahsedecek olursam; ana karakterimiz 17 yaşında bir genç kız olan Lamia. Fransa'da bir sanat okulunda eğitim görmekte ve teyzesinin ani rahatsızlığı sebebiyle memleketi İstanbul'a geri dönüyor. Fransa'da başlayan ilginç olaylar burada da kendisini takip ediyor ve Lamia geçmişi hakkında ki büyük gerçekler ile yüz yüze geliyor.
Öncelikle kitabın beklentimin çok çok üstünde çıktığını söylemeliyim. Ben sadece günümüz fantastik kurgu bir kitap bekliyordum ama okuduğum sayfalar beni çok daha fazlasıyla karşılaştırdı. Orkide Ünsür kurgu ile tarihi gerçeklikleri o kadar güzel harmanlamış ki tek bir satırında bile sıkılmıyorsunuz. Betimleri, tasvirleri çok iyiydi sanki anlattığı kişi gözünüzün önünde gittikleri mekanlara sizde gitmişsiniz gibi bir his uyandırıyordu. Ben ki The Vampire Diaries, The Originals, True Blood, Twilight vs. vampir dizilerini izlemiş vampirlerle ilgili kitaplar okumuş biri olarak bunlardan tamamen farklıydı. Kendine has vampirsel özellikleri vardı ve vampir ırkı hakkında ve nereden geldiği konusunda da açıklamalar yaparak soru işaretleri kalmamasını sağlamış.
Ben belki biraz daha aksiyon bekliyordum kitapta bazı kısımlarda birazcık gerilimin dozu artırılabilirmiş.
Bir de ben kitabi nedense hep kurtadamlarla ilgili saniyordum kapagindan dolayimidir nedir bilemiyorum bir sure kurtadam cikmasini beklemedim degil hani
Tam bir arabesk ask hikayesi... eski Turk filmleri tadinda ve ben Yesilcam filmlerini cok seven biri olarak acikcasi kitabi begendim.
Yogun duygular islemis yazar. Karakterlerin duygularini icinizde hissedebiliyorsunuz.
Bolum sonlarindaki yazilar cok hostu. Kitabin sonunda Gonderilmeyen Mektuplar kismi cok guzeldi ve okuyucunun icine isliyordu.
Kitapta bana gore tabiki rahatsiz eden yerlerde vardi bir iki yerde ufak mantiksizlar vardi. Bazi yerlerde fazla hizli anlatilmisti buda hafif geciltirilmis izlenimi yaratiyordu.
Okur Takip Önerileri
Bir motosiklet kazası,
Bir ölüm,
Bir aşk... Güneş İzmir'den İstanbul'a taşınan lise son sınıf öğrencisidir. İstanbulda'ki yakın arkadaşı Deniz'in okuluna gitmeye başlar ve burada Baran ile tanışır. İkili arasında garip bir çekim oluşur.
Bir de Güneş'in yakın arkadaşı Rüzgar vardır ve oda Güneş'ten bir kaç gün sonra İstanbul'a gelir. Olaylar başlar.
Kitap Güneş'in ağzından anlatılıyordu. Akıcı ve kolay okunan bir kitaptı. Yer yer fazla betimlemeler vardı.
konu olarak baktığımızda güzel bir konuya sahipti. Daha iyi işlenebilirdi. Konu ve gerçekleşen olaylar karakterlerin yaşlarına göre biraz fazlaydı belki daha büyük olmalıydı karakterlerin yaşı. Rüzgar ve Baran'ın yaşlarına rağmen yaptıkları biraz gerçeklikten uzaklaştırmıştı kitabı.
Wattpad de ya da herhangi bir yerde bölüm bölüm yayınlanan hikayelerin bazılarında olduğu gibi bunda da bölüm sonu yazan cümleler bir sonraki bölümün başında tekrar yazılıyordu. Bir kaç bölümde aynı şey olunca beni rahatsız etti açıkçası.
bir diğer rahatsız olduğum konu ise; mevsim ve kılık kıyafet olayı. Yaz başını anlatan bir kitap bir kaç gün önce denize girerken birkaç gün sonra evden çıkarken palto alıyor mont giyiyor. bu tarz olaylardan kitaptan beni biraz soğutuyor.
bu bahsettiğim 3 şey dışında Güneş'in duygularını ifade şekli Baran'a hissettikleri çok hoş ve tam da yaşına uygun hislerdi. Bazen beni saflığıyla güldürdü.
"En yakın arkadasiniz hayatinizi elinizden alsa ne yapardiniz."
Natty ve Sean yillarca cabaladiktan sonra kusursuz bir aile kurmus gibi gorunen mutlu bir cifttir. Ancak kusursuzluk diye birsey yoktur ve cift bunu Natty'nin eski dostu Eve'in onlari ziyaretiyle birlikte aci bir sekilde ogrenir.
Kitapta mutlu gorunen bir ailenin aslinda nasil mutsuzluga suruklenebilecegine tanik oluyoruz. Ask, sevgi, yalanlar, enrikalar... gecmisten gunyuzune cikan sirlar... Psikolojik gerilim severler icin tadindan yenmeyecek bir kitap. Yazarin cumleleri son derece akici, elinizden birakmak istemiyorsunuz. Yazarin kurgusu son derece iyi. Klasik gorunen bir kurguya farkli entrikalar katarak konuyu zenginlestirmis. Kitapta bazi bolumler Natty'nin bazi bolumler ise 3.kisinin agzindan anlatilmisti buda Natty disindaki karakterlerin de duygularinida anlamamizi sagladigi icin benim hosuma giden bir anlatim tarzi. Kitapta beni tek rahatsiz eden sey simdiki zaman kullanilarak yazilmis olmasi. Buda kitabi ilk aldigimda biraz rahatsiz etsede sayfalar gectikce zaten kendimi kaptirdigim icin farketmedim bile...
