Karşımıza her şeyiyle çırılçıplak serilen bir insanın üzerimizde yaptığı mukavemet edilmez tesir onu da yakalamıştı.
Maskesini, gizli maksatlarını ve bütün rollerini, bir an için bile olsa, üzerinden atmış olan biri ile yan yana bulunmak ona cesaret ve emniyet veriyordu
Dünyada şimdi onunla yan yana bulunmamamız kadar mantıksız ve lüzumsuz ne vardır acaba? Hayat bir tesadüfler silsilesi imiş, âlâ! Fakat tesadüfün de kendine göre bir mantığı olmalı değil mi ya?”
“Burada, bu mahzende nasıl olur da koskoca bir ömür hapsedilir? Daha iyi, daha aydınlık bir yere varılacağına inanılmadan nasıl olur da bu yol yürünür?
“Burada, bu mahzende nasıl olur da koskoca bir ömür hapsedilir? Daha iyi, daha aydınlık bir yere varılacağına inanılmadan nasıl olur da bu yol yürünür?
“Hiçbir şey istemiyorum. Hiçbir şey bana cazip görünmüyor. Günden güne miskinleştiğimi hissediyorum ve bundan memnunum. Belki bir müddet sonra can sıkıntısı bile hissedemeyecek kadar büyük bir gevşekliğe düşeceğim.
Şimdi ise tutsağım. Bir hücrede prangaya vurulmuş bedenim; ruhum bir tek düşünceye hapsedilmiş. Korkunç, acımasız, yürek yakan bir düşünce! Artık önümde tek bir düşünce, tek bir yargı, tek bir gerçek var: İdama mahkûm olmak!
Ramazan Işık
@Stpetersburglu
·
12 Ekim 2023 22:00
Genç ve zengindi ruhum, düşlemlerle doluydu. Yaşamın sert ve ince kumaşını bitmek bilmeyen karmaşık motiflerle işleyen ruhum bu düşlemleri, düzensizce ve ara vermeden gözümün önüne sıra sıra sermekten zevk alırdı.
Genç ve zengindi ruhum, düşlemlerle doluydu. Yaşamın sert ve ince kumaşını bitmek bilmeyen karmaşık motiflerle işleyen ruhum bu düşlemleri, düzensizce ve ara vermeden gözümün önüne sıra sıra sermekten zevk alırdı.
Ya vurduğunuz bu insan, bu dünyada ailesiz, anne ve babadan, yakın bir insandan yoksundur. Ve bu koşullar içinde, ne bir eğitimi ne bir öğrenimi, ne aklı için ne de yüreği için bir özentisi vardır ve hangi hakla bu sefil yetimi öldürüyorsunuz? Onu bıraktığınız yerde, götürü olarak yalnızlığı yüklüyorsunuz ona! Başına gelen kötü şeylerden, onun suçunu yaratıyorsunuz! Hiç kimse de onu, yaptıklarından haberdar etmiyor. Bu adam da hiçbir şey bilmiyor. Yazgısındadır hatası; kendisinde değil. Bir masuma vuruyorsunuz.
Ya da bu adamın ailesi vardır; peki, o zaman da vuracağınız darbenin yalnızca onu yaralayacağına mı inanıyorsunuz? Babasından, anasından, çocuklarından kan akmayacak mı? Hayır. Onu öldürürken, bütün ailesini de yok ediyorsunuz. Burada ise, masumlara vuruyorsunuz.
Bir talihsizin suçundan, onun cezasından, çektiği işkencelerden, can çekişmesinden ekmek kazanıyorlar, bir kuruşa kâğıt satıyorlar. Kandan paslanmış bu kuruştan daha korkunç bir şeyin olabileceğini düşünebiliyor musunuz? Kim topluyor onları?