Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.31
Sultan Balak
Sultan Balak
@Sultanbalak
İnsan
MEB / Öğretmen
İslam Hukuku YL
Adana
Adana, 4 Eylül
92 okur puanı
Ocak 2020 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitaplar
Okuma Hedefleri
Necip Fazılı Anlamak
Anlayabildik mi gerçekten onu..? Satırlar arasında gözlerimi gezdirirken bunu düşündüm. Onda nasıl bir sancı vardı. Bu sancının adı "Kurtulmak" idi. Dünyada onu yoran her şeyden, herkesten..
Necip Fazıl'ın kaleminden kendisini en ince ayrıntısıyla anlattığı bir biyografi eseri. Onun kitaplarını okumaya başlamadan önce ilk okunması gereken kitap.
Necip Fazıl ile kısa bir yolculuğa çıkmak isteyenler buyursun..
Kendimizle anlaşmaya var mıyız?
Kitabı ilk elinize aldığınızda sıradan bir kişisel gelişim kitabı gibi gelebilir. Aslına bakılırsa bu kitapta bilmediğimiz herhangi bir şey yazmıyor. Fakat unuttuğunuz çok şeyi bu kitapta bulabilirsiniz. Kişisel gelişim okumaya ilgi duyanlar için başlangıçta tavsiye edilebilir.
İçeriğine dair birçok incelemede bilgi verilmiş.
Fakat ben bu kitabın hemen okuyup rafa kaldırılacak bir kitap olduğunu düşünmüyorum. Hayatın içinde başımıza gelen ve çözemediğimiz bir çok problem ne yapacağımızı bilmemekten geliyor. İşte tam bu sırada Dört Anlaşma sizin yoldaşınız olabilir.
Okuyalım, okutalım.. Sağlıklı insanların artmasını istiyorsak bu kitabı tavsiye edelim.
Tirende bir keman, kemanda bir hüzün..
Kitabı elime aldığımda vaktin nasıl geçtiğini anlayamadım bile.. Kitap ile beraber ben de şehir şehir gezdim. Gözümü bir İstanbul' da açtım bir Mersin, bir Adana. Bir hikâye bu fakat sanki ben yaşadım sanki olayları uzaktan seyreden bir seyirci. Babanın kaderi oğula geçti, trende bir keman uğruna feda oldu canları.
Hüzünlüyüm.
Kalbime dokundu , yüreğim sızladı.
Anadolu'da yaşayan birçok insanın kaderi gözlerimin önünden geçti.
Kaybolan hayatlar, unutulan gerçekler..
Hep dolu dizgin geçen yaşamlar..
Ne mutluluğa fazla bel bağlamalıyız ne hüzüne..
Ne de hiç bitmeyeceğini sandığımız aşka..
Okur Takip Önerileri
Evlerimiz hatıralarla dolu
Öncelikle şunu belirtmek isterim bu kitap bir çırpıda okunup rafa kaldırılacak bir kitap değil. Kişinin amacı sayfaları çevirmek değil , kendi iç dünyasında bir yolculuğa çıkmak olmalı.
Modern çağ ile birlikte aile değerlerimiz de değişti. Çok entelektüel ebeveynler meydana geldi. Fakat bu da proje çocuklar türemesini sağladı. Yazarın kitabında en beğendiğim kısımlardan biri buydu. Çocukların uyarıcılarının arttığı bu dönemde onları yetiştirmek çok ummâlı bir yola girmek oldu. Fakat burada kilit nokta sanırım önce ebeynlerin kendisini yetiştirmek olmalı. Yazar anne -baba tiplerini açıklayarak aslında nasıl olmamalıyız ya da nasıl olalım sorularına açık bir cevap vererek ebeynlerine bu noktada yol göstermektedir. Bir çocuk yetiştirmenin bir dünya inşa etmek olduğu bilincine varan her yetişkinin okuması gereken bir kitap.
Kendime Düşünceler.. Kitabın adı ve içeriği ancak bu kadar uyumlu olabilirdi. Kitabı her elime aldığımda kendimden ve hayatımdan parçalar buldum.. sanki birisi beni tokatlayıp kendime getiriyor ve unuttuğum ne varsa hatırlatıyordu. Kitap; hırslarımızdan ,vazgeçemediklerimizden ve aslında bütün bunların ölüm karşısında nasıl da sıfırlandığını yüzümüze çarparcasına aktarıyordu. Doğanın ve Tanrı'nın gücünün hayatımıza nasıl serpiştirildiğini belki de tasavvuf kitaplarında bile göremeyeceğimiz şekilde betimlemiş . Kitap yüzlerce yıl öncesinde yazılmış olmasına karşın, insanlığın yaşam yolcuğunun hep aynı olduğunu yalnız kişilerin değiştiğini görüyoruz. "O halde neyin koşturmacası bu" diyor insan kendi kendine..
Kitabı kapattım, bașımı iki elimin arasına aldım ve "ben kimim? " dedim. Neden yașıyorum, var oluș amacım ne?
Doğan Cüceloğlu 80 yıllık hayatını 312 sayfaya sığdırmaya çalıșmıș. Usta bir yazardan Usta sözler duymak beni kendime getirdi. Büyük resmin içinde kendime bakmayı ve tekrardan bakmayı sağladı. Seyahat, müzik, eș, iș, ilișkiler gibi hayatımızın mihenk tașı olan önemli hususlara değinerek adeta bize yoldaș olmuș.
Kendimizi bulmak her defasinda yolda olmak, yolda kalmak ne kadar mühim diyebiliyor insan. Bu hayattan öylece geçip gitmemek gerektiğinin idrâkına varıyor.
Kitabı kapattığımda anladim ki Doğan Hoca ölmemiș, o hep aramızda yașıyor.
Siddhartha..
Bazı kitaplar vardır tekrar tekrar okumak istersiniz çünkü bilirsiniz ki her okuduğunuzda bașka bambașka bir șey düșünürken bulursunuz kendinizi. Siddhartha da bunu hissettim.
Siddhartha'yı okurken Simyacı kitabı canlandı gözümde. Her ikiside farklı amaçlar için olsa da bir yolculuktan bahsediyor.
Siddhartha o içinde ki beni bulmak için yola çıkıyor. Bu yolculukta bazen bir Samana, bazen bir ayyaș, bazen șehvet dolu bir budala bazen bir tüccar bazen de bir kayıkçı oluyor. Hakikati ararken çoğumuz hatalardan müteșekkir olmayı isteriz. Siddhartha da bașlangıçta böyleydi. Fakat daha sonra yapmaktan korktuğu ne kadar hata varsa yaptı. Belki de kendini en dipte buldu. Fakat yaptığı hatalar ile dirildi.
Gerçekten hakiki öğretiye ulașmak için Samanalar gibi olamayacağını anladı. Samanalar dünyadan kendilerini soyutlamıș, dünyada yașayan diğer herkesi küçük görecek bir kibire sahiplerdi. Peki dünyada yașayan kendisi, dünyayı küçük görerek hakikate nasıl ulașabilirdi?
Siddhartha ancak sevgiyle hakikate ulașabileceğine inandı. Ve nehirin sesini gerçekten duymaya bașladığında gerçek bilgiye ulaștı. Siddhartha bilge değil bilgili biri olmak istiyordu.. Siddhartha doğada aradığını buldu. Doğanın sesini dinlemeye bașladığında yolculuğu sona erdi. Çünkü doğadan bașka hiç bir șeyin onu olduğu gibi kabul etmeyeceğini biliyordu..
Kendini bulmak isteyenlere, yașamı her daim sorgulayanlara bu kitap harika bir yoldaș olacaktır.. Benim kendimi bulma yolculuğuna yeni çıktığım bir an da harika bir tevafuk oldu..
Hesse yolunuza ıșık olsun..
Semerkant.. Ne muhteșem bir kitaptı. Kâh güldüm Kâh hüzünlendim.. Ömer Hayyam'ın vakârına, olaylar karșısındaki hikmetine așık olurken, Hasan Sabbah'ın ilmine, mücadele ruhuna , hedefine sımsıkı odaklanmasına hayran kaldım. Evet kitapta biraz türkler eleștirilip İran halkı yüceltilsede benim için çok göze batan bir durum olmadı. Kitapta ara ara așkın iksirinden serpiștirilip okuyucunun kalbine hitap edilmiș, tarihten bahsederek akla yöneltilmiș. Kitap islam tarihinde mühim bir mezhep olan ismailik /batinilik mezhebinin tarihi sürecini anlatırken âdeta insan kendisini orada yașarken buluyor. Kitapta ayrıca Ömer Hayyam'ın mühim bir eseri olan Rübaiyyat'ın yazılma așamasını son bölümde de ne kadar șâheser bir eser olduğunu okuyucuya iyice belletmiș.. Böylesi bir eseri incelemek ne kadar mümkün bilemiyorum ancak kelimelerimin gücü yettiğince anlatmaya çalıștım..
Nurettin Yıldız hoca ümmetin derdiyle dertlenen herhangi bir gruba mensup olmadan ümmetçi bir metodla davetini sürdürmeye çalıșan değerli bir hocamız. Eserlerindeki uslûp da sade ve yalın. İnternet fıkhı eseri günümüz ihtiyaçlarına binaen kaleme alınmıș. Kitap internetin nasıl kullanılması gerektiğine dair geniş izahlarda bulunmuș. Eser internetin hem tehlikelerinden hemde faydasından bahsetmiș. Internetsiz bir toplum műmkűn değil. Ancak interneti hayatımızın hangi alanları içine aldığımız çok daha mühim. Bu sebeple eser her yașta insanın not alarak Okunması gereken mühim bir eser. Hocamızın kalemine sağlık..
Uzun süredir okumak istediğim ancak bir türlű okuyamadığim "Simyacı" kitabını tam ihtiyacım olduğu bir dönemde okumak nasip oldu. Kitap akıcı olmasının yanı sıra kullanmıș olduğu ifadelerle yeni bir evrene alıp götürüyor sanki seni. Bir çobanın hazine arayıșını anlatıyor gibi görünsede aslında kișinin kendi gerçekleștirmek istedigi menkıbeleri yolunda çekeceği çileleri bazen mutluklari bazen hüzünleri anlatıyor. "Insan bir șeyi yapmak istemesin tüm evren onun gerçekleșmesi için iș birliği yapar" inancını vurguluyor her satırda. Aslında bir motive kitabı gibi ancak boș sözcűklerden olușan bir motive kitabı değil. Çoban bu yolda adeta bambașka șeyler öğreniyor, bașta simya ilmi olmak üzere.
