Çünkü insanlar büyüğe karşı , korkunca, güzele karşı gözlerini yumabiliyor, ezgilere ya da gönül çelici sözlere kulaklarını tıkayabiliyorlardı. Ama kokudan kaçamıyorlardı. Çünkü koku, soluğun kardeşiydi.
Bu koku ona o zaman özgürlük vaat etmişti. Başka bir hayat vaat etmişti. O sabahın kokusu, Grenouille için bir umut kokusuydu. Özenle sakladı. Ve her gün içti umut kokusundan.