Teoman Ökte

Seni aramam için beni uzağa attın! Alemi benim, beni kendin için yarattın!
Reklam
Aynalar, bakmayın yüzüme dik dik; İşte yakalandık, kelepçelendik! Çıktınız umulmaz anda karşıma, Başımın tokmağı indi başıma. Suratımda her suç bir ayrı imza, Benmişim kendime en büyük ceza! Ey dipsiz berraklık, ulvi mahkeme! Acı, hapsettiğin sefil gölgeme! Nurtopu günlerin kanına girdim. Kutsi emaneti yedim, bitirdim. Doğmaz güneşlere bağlandı vâde; Dişlerinde, köpek nefsin, irade. Günah, günah, hasat yerinde demet; Merhamet, suçumdan aşkın merhamet! Olur mu, dünyaya indirsem kepenk: Gözyaşı döksem, Nuh Tufanına denk? Çıkamam, aynalar, aynalar zindan. Bakamam, aynada, aynada vicdan; Beni beklemeyin, o bir hevesti; Gelemem, aynalar yolumu kesti.
Kazı çalışmaları sonucu, belirli bir düzende dizilmiş veya belli bir amaca yönelik olarak yontulmuş iki taşa rastlarsak, bunun uzak geçmişte yaşamış insanların ürünü olduğu sonucuna varırız. Bu aynı taşın yanında taş aletten çok daha mükemmel olan insan kafatasına rastladığımızda ise bunun bilinçli bir varlığın tasarımı olduğunu varsaymıyoruz.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Şehrin büyüklüğü arttıkça, dindarlık azalmaktadır, daha doğrusu, insanda yabancılaşma etkisi yaratan şehircilik unsurları yükseldikçe dindarlık seviyesi düşmektedir. Çünkü şehrin büyüklüğü arttıkça üstündeki gök daha az görünür olur, doğa ve çiçeklerde azalır; duman, benzin ve teknik araçlar artar, şahsiyet azalır, gittikçe kitleye doğru indirgeniriz.
Din de devrim de acı ve ızdırap içinde doğar refah ve konfor içinde ölür. Gerçekten devam eden yalnızca onların gerçekleşme özlemidir. Gerçekleşmeleri aynı zamanda ölümleri demektir.
Reklam
Din için yeteneği olmayan bir toplumun, devrim içinde yeteneği yoktur. Güçlü devrimci hareketlerin olduğu bölgelerde aynı zamanda dini duygular da hâlâ canlılığını korumaktadır.
İki yıldız arası göğe asılı hamak… Uyku, uyku… Zamansız ve mekansız, uyumak. Uyumak istiyorum; başım bir cenk meydanı; Harfsiz ve kelimesiz düşünmek Yaradanı. İlgisizlik, her şeyden kesilmiş ilgisizlik; Bilmeyiş ki, en büyük ilme denk bilgisizlik. Usandım boş yere hep gitmeler, gelmelerden; Bırakın uyuyayım, yandım kelimelerden! Göz kapaklarımda gün, kapkara bir kızıllık; Kulağımda tarihin çıkrık sesi, bin yıllık. Bir yurt ki bu, diriler ölü, ölüler diri; Raflarda toza batmış, Peygamberden bildiri. Her gün yalnız namazdan namaza uyanayım; Bir dilim kuru ekmek; acı suya banayım! Ve tekrar uyuyayım ve kalkayım ezanla! Yaşaya dursun insan, hayat dediği zanla…
Üç tür insanın gözüne bakmaktan rahatsız olduğumu fark ettim sonra: benden çok daha kötü olanlar, benden çok daha iyi olanlar ve her ikimizin de bildiği bir şeyi karşılıklı olarak birbirimize söylemeye cesaret edemediğimiz kişiler.
Dmitry dostlarını kendisine karşı her zaman saygılı davrandıkları için değil, yanlışlıkla bile olsa birini bir kez sevince onu sevmekten vazgeçmenin onursuz bir davranış olacağını düşündüğü için dostlarını hayat boyu sevmeye devam eden insanlardandı.
 İyi yemek yediniz mi, iyi uyudunuz mu, neşeli misiniz, sağlığınız iyi mi, onlar için hiç önemi yoktur ve ellerinden gelse bile bunları size sağlamak için hiçbir şey yapmazlar; ama bir merminin hedefinde olmak, kendini suya, ateşe atmak, aşkından bir deri bir kemik kalmak, işte bunlara her zaman hazırdırlar, yeter ki karşılarına fırsat çıksın. Ayrıca özverili sevgiye meyilli insanlar, sevgileriyle her zaman gurur duyarlar, güç beğenirler, kıskançtırlar, kuşkucudurlar, ve -söylemesi garip- sevdiklerini korumak için onların başına bir tehlike gelsin, avutmak için mutsuzluk veren bir şeyler olsun, hatta kusurlarını düzeltmek için başlarına yüz kızartıcı olaylar gelsin isterler.
Reklam
Resulullah(s.a.v): “Her kim farz namazlarının sonunda Ayete’l- Kûrsi ile sûre-i İhlas okursa, o kimsenin cennete girmesine ölümden başka engel kalmaz.”, buyurmuştur.
Havanın çok sıcak olduğu zamanlarda, baygınlık hücum ederse eğer üzerine, kolundan bir damar açarak kanını akıttığını söylerler.
Yiğit harpte, dost dertte, olgun adam hiddette belli olur.
Sayfa 321 - TimaşKitabı okudu
Sizin,hayat ve şarabı sevdiğiniz kadar,ölümü seven bir orduyla geldim ben buraya.
Sayfa 140 - TimaşKitabı okudu
101 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.