Harun Kaplan

Yarım somunun var mı? Bir ufak da evin? Kimselerin kulu kölesi değil misin? Kimsenin sırtından geçindiğin de yok ya? Keyfine bak: En hoş dünyası olan sensin.
Reklam
Ey kör! Bu yer, bu gök, bu yıldızlar boştur boş! Bırak onu bunu da gönlünü hoş tut hoş! Şu durmadan kurulup dağılan evrende Bir nefestir alacağın, o da boştur boş!
Bir elde kadeh, bir elde Kuran; Bir helaldir işimiz, bir haram. Şu yarım yamalak dünyada Ne tam kâfiriz, ne tam müslüman!

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Cennette huriler varmış, kara gözlü; İçkinin de oradaymış en güzeli. Desene biz çoktan cennetlik olmuşuz: Bak, bir yanda şarap, bir yanda sevgili.
Gökte bir öküz varmış, adı Pervin; Bir öküz de altındaymış yerin. Sen asıl iki öküz arasında Tepişmesine bak şu eşeklerin!
Reklam
Ben ne camiye yararım, ne havraya! Bir başka hamur benimki, başka maya. Yoksul gâvur, çirkin orospu gibiyim: Ne din umurumda, ne cennet, ne dünya!
Beni özene bezene yaratan kim? Sen! Ne yapacağımı da yazmışsın önceden. Demek günah işleten de sensin bana: Öyleyse nedir o cennet cehennem?
Var mı dünyada günah işlemeyen, söyle; Yaşanır mı hiç günah işlemeden, söyle; Bana kötü deyip kötülük edeceksen, Yüce Tanrı, ne farkın kalır benden, söyle.
İçin temiz olmadıktan sonra Hacı hoca olmuşsun, kaç para! Hırka, tesbih, post, seccade güzel: Ama Tanrı kanar mı bunlara?
Yaşamanın sırlarını bileydim Ölümün sırlarını da çözerdin; Bugün aklın var, bir şey bildiğin yok: Yarın, akılsız, neyi bileceksin?
Reklam
Dünya dediğin bir bakışımızdır bizim; Ceyhun nehri kanlı gözyaşımızdır bizim; Cehennem, boşuna dert çektiğimiz günler, Cennetse gün ettiğimiz günlerdir bizim.
Ey zaman, bilmez misin ettiğin kötülükleri? Sana düşer Azapların, tövbelerin beteri. Alçakları besler, yoksulları ezer durursun: Ya bunak bir ihtiyarsın ya da eşeğin biri.
Nasıl ki suyun sabit bir şekli yoktur, savaşta da tek bir konuşlanış yoktur. Düşmanın değişen hareketlerine rağmen muzaffer olana akıllı komutan denir. Bu tıpkı beş elementin döngüsü, mevsimlerin değişmesi, günlerin kısalıp uzaması, ayın doğup batması gibidir.
Askerlikte kuralın birincisi ölçü, ikincisi nicelik, üçüncüsü hesaplama, dördüncüsü tartı, beşincisi zaferdir. Toprak ölçüyü, ölçü niceliği, nicelik hesabı, hesap zaferi tayin eder.
Askerlikte kural on katıysan kuşat, beş katıysan saldır, bir katıysan dağıt, denksen hakkından gelebil, zayıfsan kapışmaktan kaçındır. O nedenle zayıf bir ordu bilinçsizce direnirse güçlü bir düşmanın tutsağı olur
125 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.