"Ölsek kıyamet mi kopar?" Diyecek insanların verdiği mücadeleden yalnızca bir kesit okumak bile benim içimi burkmaya yetti. Vatan ne büyük ne alabildiğine dolu ne tüm fedaları hak edecek kadar haşmetli ne güzel anne kucağı gibi ne üleşilmez ne ulaşılmaz baba omzu gibi.
Kıymeti tarif edilemez bir eser ve nihayet okuyabildiğim için sevinç duyuyorum. Vatana olan sevgimi, atalarıma olan bağımı kuvvetlendirdi. Kendine Türk genci demekten utanmayan her ferdin okuması farz bir eser diyebilirim gocunmadan.
Kitabın incelemesine gelirsem bir tiyatro yazısı olduğu için karakterlerin ruh dünyaları detaylıca işlenmemiş bunun eksikliğini hissettim okurken. Her önemli detay birdenbire ve heyecanı,hayreti çok hissettiremeden açığa çıktı belki yine okumak için değil izlenmesi için yazıldığındandır. Namık Kemal'i şiirlerinden tanıyorum kitabını okumak ilk kez başıma geliyor iyi ki geldi. Üslubunu çok sevdim diğer kitaplarını da okuyabilmeyi umuyorum.
Aşk ise bu kitapta yine "uğrunalık" üzerine kurulu. Aşkın uğruna feda edilenleri olmasa bu kadar yoğun bir duygu olarak atfedilmezdi kimse tarafından. Birde sevginin aitliğinden bahsediliyor. Yalnızca o rolü karşılayan o olduğu için sevmek.. babaya olan sevgiyi vatana vermek değil vatana olan sevgiyi sevgiliye vermek değil vatan sevgisi için sevgiliye olan sevgi için yürekte oyuk gibi yer açılabilir olduğu. Sevginin aitliği ve üleşilmez bu yüzden ulaşılmaz saklı ve korunaklı olması.
Aşk üzerine birçok mülahazaya yol açacak bir kitap olduğu da ortada işte.