Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hasan Türkdoğru

O kadar uzun süredir yorgun hissediyordum ki yorgunluğumdan kaçmaktan başka bir şey gelmiyordu elimden.
Reklam
Yüzleştiğiniz her şeyi değiştiremezsiniz, ama yüzleşmeden hiçbir şeyi değiştiremezsiniz.
Unutmamalıdır ki, terbiyenin bir rolü düşmüşü kurtarmak ise, diğer bir rolü de henüz düşmemişi korumaktır.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Şapka Çıkarmak
Ortaçağ Avrupa'sında serfin lorda itaat ve bağlılığını be­lirtme yolu başını açmasıydı. Hıristiyanlığın benimsediği baş açma usulü, kiliselere başı açık girme kuralının konmasını gerektirdi. İnsan­lar, saygı ifadesi olarak şapkalarını çıkarmaya başladılar. Selamiaşma­ da büyüğün küçüğü görmesi gerekirken, küçük büyüğe şapka çıkarı­yordu. Zamanla şapkanın çıkarılması yerine hafifçe kaldırılması ve nihayet elle kaldırılacakmış gibi tutulması ve sonunda şapkaya doku­nulması selam ifade eder oldu.
Balayı
Avrupa'da geleneğin kökeni araştırıldığında balayının kökeninde­ ki "bal"ın "cicim ayları" anlamını değil gerçek balı ifade ettiği görü­lür. Kuzey Avrupa'da kız kaçırıldığında bir süre kızın ailesinden sak­lanılması gerektiği ve bu sürede saklandıkları yeri yalnız onlara köy­den yiyecek, bal getiren delikanlının arkadaşlarının bildiği folklorcu­larca anlatılmaktadır. Yeni evlilerin ilk aylarında şarapla karıştırılmış bal içme geleneği de Kuzey Avrupa'da yaygındı.
Reklam
evlilik yüzüğü
860 yılında Papa I. Nikolas nişan yüzüğünün evlenme arzusunu bildirmek üzere takılmasının zorunlu olduğu kararını aldı. Evliliğin kutsallığının ve boşanma yasağının savunucusu olan Papa, evliliğin fedakarlık gerektirdiği savıyla altından başka yüzüğün de kabul edil­meyeceğini kararlaştırarak geleneğin kurucusu oldu. Yahudiler evlilik yüzüğünü işaret parmaklarına, Hintliler başpar­maklarına takıyorlardı. Yunanlar İÖ 3. yüzyılda "aşk damarı"nın üçüncü parmaktan geçip doğrudan kalbe ulaştığını keşfettiler. Baş­parmağın sayılmadığı bu hesabı Romalılar da benimsediler.
Hıdrellez
En yaygın efsaneye göre Hızır ve İlyas iki kardeştir. Ayrı düşmüş­ler ve Allah dualarını kabul ederek kardeşlere yılda bir kez buluşma izni vermiştir. Hıdrellez günü iki kardeşin buluşma günüdür. Bu günde Hızır'ın kendilerini ziyaret etmesi ve dileklerini kabul etmesi ihti­maline karşı hazırlık yapılarak Hıdrellez kutlanır. Hıdrellez'de kara­da yaşayıp oradaki işlerle ilgilenen İlyas anılmayıp, denizlerde dola­şan kardeş Hızır beklenir. Hızır'dan sağlık dağıtması, uğur, bereket getirmesi, kısmet ve talihi açması, mal ve servet kazandırması dilenir.
1 Mayıs İşçi Bayramı Kutlu Olsun
1 Mayıs'ta bahar şenlikleri yapılması dünyanın en yaygın gelenek­lerindendir. Avrupa'da alaylar halinde yeşil dallar ve çelenkler taşınma­sı, mayıs kral ve kraliçesi seçilmesi, mayıs ağacı çevresinde dans edilmesi bu bahar ve bereket bayramının ortak öğelerindendir. Örneğin İn­giltere'de 16. yüzyılda 1 Mayıs ormanlar kralı Robin Hood'la sevgilisi Lady (Maid) Marian'ın buluşma günleri olarak kutlanan bir festivaldi. Avrupa'da yakın yıllara kadar yapılan bahar şenlikleri 1889'da Il. Enternasyonal'in I. Kongresi'nde aldığı kararla bütün dünya işçileri­nin birlik, dayanışma ve mücadele günü olarak kabul edilmesiyle ye­ni bir kimlik kazandı. Amerikan İşçi Federasyonu'nun sekiz saatlik işgününü kabul ettirmek için verdiği mücadelede ilan edilen genel grev sırasında, Chicago'da 1 Mayıs 1886'da polis işçilere yaylım ateş açmış, katlİamın sorumlusu olarak da dört işçi idama, dördü de ağır hapse mahkum edilmişti. Federasyon sekiz saatlik işgünü kabul edi­linceye kadar her 1 Mayıs'ta gösteriler yapılmasını kararlaştırmış ve Enternasyonal bu kararı uluslararası düzeye taşımıştı.
Robot
Robot sözcüğünü 1920'de Çek yazar Karel Capek türetmiştir. Hint-Avrupa dillerinde yetim anla­mına gelen "orbho" sözcüğü Slav dillerinde köle, hizmetçi anlamını ka­zanmıştı ve bugün çalışmak anlamındaki sözcüklerin de (Rusça, Lehçe "rabota", Çekçe "robota") köküdür; yazarın kullandığı kök buydu. Türkiye'de firmaların ürünlerini çeşitli sıfatlarla adlandırmalarına karşın tür adı olarak robot kaldı.
"Hiçbir Türk erkeği eve eli boş dönmez. Bunun [getirdiği şeyin] değeri az bile olsa, hiç önemi yoktur. Örneğin, bir salkım üzüm, biraz şeker, ayrıca daha aşağı sınıflarda küçük bir balık, bir baş salata olmak üzere, her erkeğin kutsal eve bir şey getirmesi gerekir. Bunu yapmamak demek, evle ilgisi azalmak demektir."
Reklam
Şahmeran
Yılanların (Farsça "mar" yılan, "maran" yılanlar demektir) şahı insan başlı, yılan gövdelidir. Yılan, Mezopotamya'nın ilk uygarlıkla­rından beri gömlek değiştirmesi nedeniyle ölümsüzlükle ilişkilendiril­miş, sonunda çağdaş tıbbın da arması olmuştur. Gılgamış Desta­nı'nda ölümsüzlük otunu çalan o olduğu gibi, yaşam ağacını bekle­yen de odur.
Sezaryen
Efsaneye göre sezaryen sözcüğü, Romalı lulius ailesinin bu yön­temle doğduğu için Caesar adını alan üyesinden gelir, çünkü Latince caedere kesmek demektir. Roma'da Numa Pompilius döneminde (İÖ 715-673) çıkan bir yasaya göre gebeliğin ileri dönemlerinde ölen ka­dınların karınları kesilip dölütün çıkartılması gerekmektedir. Shakespeare'in (1564-1616) ünlü kahramanı Macbeth "anasın­dan doğan kimseden korkmaması" kehaneti kendisine söylendiğin­den rahattır ama sonunda düşmanı Macduff'la karşı karşıya geldiğinde, onun doğum zamanı gelmeden anasından yarıp çıkarıldığını, yani sezaryenle doğduğunu öğrenir ve yıkılır.
Berber, Kuaför
İngiltere'de berberlerle dişçilerin ayrılması 1745'te olmuş, Londra'da sonuncu dişçi-berber 1821'de ölmüştür. Halk için berber, yakın yıllara kadar diş çekmenin yanında haca­mat yapıp şişe çeken bir sağlık adamıydı. Bu ustalıklarını bıraktığında bile berber müşterileri için özeldir. Herkes kendisine uygun berberi bu­lana kadar acı çektikten sonra, berber veya kendisi taşınsa bile, uzak­tan gelip bildik berberine tıraş olmak ister. Bu kişisel ilişkinin dışında berber dükkanları sohbet ve kıraat yeridir. Berberlerde kuyruk beklen­diği için mi, kahvehane geleneğinden dolayı mı, yoksa oturarak sıra beklenen tek dükkan olduğu için mi, dükkanda sohbet kurulması ola­ğan, gazete, dergi bulundurulması, çay ikram edilmesi adettendir.
Güneş gözlüğü
Güneş gözlüğünü bulan Çinlilerdir. Adalet heykelinin gözü Batı'da bağlı, Çin'de güneş gözlüklüdür, çünkü güneş gözlüğü dediğimiz ka­rartılmış camlı gözlükler Çin mahkemelerinde yargıçların gözlerini saklamak için kullanılmıştır. Bu uygulama 1430'da İtalya'dan gözlük geldikten sonra başlamıştır.
Viks
Kayınbiraderi Joshua Vick'in eczanesinde iş hayatına başlayan ve Viks araştırmalarını onun laboratuvarında yapan Lunsford Richardson, mental ve petrol jelini temel alarak hazırladığı buğuya ad olarak onun soyadını seçti.
1.347 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.