Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Tutku Sude

Mutsuzluğa taparak onu oluşun etkeni ve cevheri haline getirdiğimizde, alnımıza yazılı akıbetin berraklığı içinde, bir felâket şafağında, doğurgan bir cehennemde yüzeriz. Ama mutsuzluğu tükettiğimizi zannederek içimize ondan sonra da hayatta kalma kuşkusu düştüğünde, varoluş soluklaşır ve artık olmaz. Ve kendimizi yeniden Ümit’e uyarlamaktan korkarız... mutsuzluğumuza ihanet etmekten, kendimize ihanet etmekten...
Metis YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Hepimiz gülünçlük derecesinde temkinli ve utangacızdır: Kinizm okulda öğrenilmez. Kibirde.
Metis YayınlarıKitabı okuyor
Kırılganlığımızı bize hatırlatan, belirli bir derdin bir anda ortaya çıkıvermesi değildir: Zamanın bağrından aforoz edilmemizin elikulağındalığını bize gösterecek olan, daha muğlak, ama daha şaşırtıcı uyanlar durur önümüzde.
Metis YayınlarıKitabı okuyor

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Her gece sonrasında öncekinden de boş oluruz: Kederlerimiz gibi sırlarımız da rüyalarımızda akıp gitmiştir. O halde uykuya verilen emek, yalnızca düşüncem izin değil, sırlarımızın da kuvvetini azaltır...
Metis YayınlarıKitabı okuyor
Özgürlük üzerine inceleme yapmak, iyi ya da kötü hiçbir sonuca götürmez fakat her şeyin bize bağlı olduğunun farkına varmamız için sadece anlar vardır... Özgürlük, özü şeytanî olan etik bir ilkedir.
Metis YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Cani, özgürlüğünü sınırsız bir şekilde kullanır ve gücünün fikrine karşı koyamaz. Başkalarının hayatına son verme konusunda, o da her birimizle aynı düzeydedir. Eğer düşüncede öldürdüklerimiz hakikaten yok olsalardı, yeryüzünde kimse kalmazdı. İçimizde çekingen bir cellat, hayata geçmemiş bir katil taşırız. İnsan öldürme eğilimlerini kendilerine itiraf etme cüreti olmayanlar da cinayetlerini rüyalarında işlerler, kâbuslarını cesetlerle doldururlar. Mutlak bir mahkeme önünde, bir tek melekler beraat ederdi. Zira başka bir varlığın ölümünü en azından bilinçsizce- dilememiş bir varlık hiç olmamıştır. Her birimiz ardımızda bir dost ve düşmanlar mezarlığı sürükleriz; bu mezarlığın yüreğin uçurumlarına atılmış veya arzuların yüzeyine yansıtılmış olması da pek mühim değildir.
Metis YayınlarıKitabı okuyor
Her şeyin emrine âmâde olduğu bir dünyada kimin başı dönmemiştir ki?
Metis YayınlarıKitabı okuyor
Tanrılarla rekabete girdiğimiz, coşkularımızın ürküntülerimizi alt ettiği bu genleşmeyi sürekli olarak hissetmek için öylesine yüksek bir ısı tutturmamız gerekirdi ki birkaç günde bitip tükenirdik. Ama parıldamalarımız anlıktır; düşüşler kuralımızdır. Hayat her an çürümekte olandır; tekdüze bir ışık kaybı, gecenin içinde yavan bir dağılmadır; asasız, hilesiz, aylasız...
Metis YayınlarıKitabı okuyor
Vaktiyle zirvelere âşık olan, sonra da hayal kırıklığına uğrayan bizler, sonunda düşüşümüze canı yürekten bağlanırız; tuhaf bir infazın aletleri olarak, koyu karanlıkların sınırına, geceye bağlı alınyazımızın hudutlarına dokunma yanılsamasıyla büyülenerek, düşüşümüzü tamamlamak için acele ederiz.
Metis YayınlarıKitabı okuyor
Varlık dilsizdir ve zihin gevezedir. Bunun adına bilmek denir.
Metis YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Bütün sevinçlerinin bedelini ödeyen, bütün zevklerinin kefaretini çeken, bütün unuttuklarının hesabını vermek zorunda olan kimseler vardır: Tek bir mutluluk ânı için bile borçlu kalmayacaklardır. Bir haz titreyişi binbir buruklukla taçlanıvermiştir onlar için; sanki, kabul gören yumuşaklıklara onların hiç hakkı yokmuş gibi; sanki feragatleri, dünyanın hayvanı dengesini tehlikeye sokuyormuş gibi... Bir manzaranın ortasında mutlu mu oldular? Elikulağında kederler içinde buna pişman olacaklardır. Tasarılarının ve düşlerinin içinde kibir mi duydular? Aşırı pozitif ıstıraplarla hizaya getirilerek, sanki bir ütopyadan uyanır gibi, çabucak kendilerine geleceklerdir.
Metis YayınlarıKitabı okuyor
Hiç kimse mutluluk veya mutsuzluğa mahkûm edilmekten yan çizemez; doğuştaki hükmün, sperma hücresinden mezara kadar geçerli olan ip cambazı mahkemesinin kararından da kaçamaz.
Metis YayınlarıKitabı okuyor
İnsan bütün bildiklerine rağmen, bütün bildiklerine karşı her gün yeniden başlar. Bu ikiliği kötü bir alışkanlık haline getirmiştir.
Metis YayınlarıKitabı okuyor
Eğer her kederlendiğimizde ağlayarak kurtulma imkânımız olsaydı, teşhissiz hastalıklar ve şiir ortadan kalkardı.
Metis YayınlarıKitabı okuyor
Geceler boyunca hangi kâbuslarla haşır neşir olduk ki güneşe düşman olarak kalkıyoruz? Her şeyle hesabımızı kapatmak için kendimizi mi tasfiye etmemiz gerekiyor? Zamanla kurduğumuz yakınlığı hangi suç ortaklığı, hangi bağlar sürdürüyor? Hayat, kendisini yadsıyan kuvvetler olmasa dayanılmaz olurdu. Muhtemel bir çıkış, bir kaçış fikri bulunur elimizde; kendimizi kolaylıkla yok edebilir ve, sayıklamanın doruğunda bu evreni balgam gibi tükürebiliriz. ... Ya da dua eder ve başka sabahları bekleriz.
Metis YayınlarıKitabı okuyor
103 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.