"Nedir bu insanlıktaki, varlığımızın derinliklerindeki çürümüşlük, bu çamur, bu fırtına... Bu lekenin, tekrar kalkmamak üzere temizliği yaralaması niçin? "
Tekrar o yara, o küçük yara haykırdı. Ah niçin ona yetmiyordu? Niçin ona her şeyi unutturamıyordu? Erkek kalbinin kadınların kalbinden daha talepkar olması bir haksızlık değil miydi?
"... kendi de suçlu olmayıp suçun olayların akışında, iradesi kimsenin elinde olmayan hayatta olduğunu bininci defa olarak görüp anlamanın sebeb olduğu bezginlikle tekrar yaşamak, daha yaşamak arzularının imkansızlığı önünde yaşamış olmak, tekrar o genç kalple genç emellerle, o seneler gibi yaşayamamak iikencesiyle aciz kalıyordu. Demek bitmiş, onun için herşey bitmişti. Demek artık kesin olarak karar vermek gerekecekti ki seneler, hep çoğalan bir hüzün ve ümitsizlikle geçerek İhtiyarlık bir gün onu çürütecekti. Hemde yaşamamış olarak, henüz yaşamak üzere sanılırken... Her şey bitmişti öyle mi? "