Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Özlem Ülkü

"İnsan insana nasıl hükmeder, Winston?" Winston, biraz düşünüp, "Acı çektirerek" dedi.
Sayfa 288Kitabı okudu
Reklam
İnsan sevilmekten çok anlaşılmayı istiyordu belki de.
Sayfa 272Kitabı okudu
Bilinçleninceye kadar asla başkaldırmayacaklar, ama başkaldırmadıkça da bilinçlenemezler.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"Karpuzu kestin. Baktın ki kabak. Gene de zorla yiyecek misin o karpuzu?"
Sayfa 146Kitabı okudu
Reklam
Ömründe bir kere öbür insanlar gibi olup içindekini dışarı vurmak istiyordu: Nasıl onlar sevgilerini, aptalca hayranlıklarını dışa vuruyorlarsa o da nefretini. Bir kere, sadece bir kere kendi gerçek benliğiyle anlaşılıp başka bir insandan kendi tek gerçek duygusuna, nefretine bir yanıt almak istiyordu.
Sayfa 250Kitabı okudu
'Nedir yaşam? Bir delilik! Nedir yaşam? Bir yanılsama! Bir gölge! Bir masal! En önemli şeyin bile önemi yok, çünkü bir rüyadır bütün yaşam...'
Sayfa 261Kitabı okudu
Kadın bu sorumluluğu yeniden ele geçirmeli, diyordu Simone de Beauvoir. Kendini geri kazanmalı, kimliğini erkeğin kimliğine bağımlı kılmaktan vazgeçmeli. Çünkü kadını baskı altında tutan yalnızca erkek değildir, yaşamın sorumluluğunu ele almayan kadın kendi kendine de baskı uygular.
Sayfa 517Kitabı okudu
''Ne kadar dikkat etsen de bilinçdışından gelen dürtüleri durduramazsın. Asıl mesele, rahatsız edici şeyleri bastırıp bilinçdışına iterken kendimizi fazla zorlamamaktır. Tarla faresinin deliğini tıkamaya benzer bu. Deliği kapamayı başarırsın ama bahçenin başka bir yerinde farenin yeni bir delik açacağını da bilirsin. En iyisi bilinç ile bilinçdışı arasındaki kapıyı aralık tutmaktır.''
Sayfa 492Kitabı okudu
''Ruhun su buharından bile daha 'geçirgen' olduğu anlayışı çok yaygın bir hatadır. Oysa bunun tam tersidir doğru olan. Ruh buzdan bile daha katıdır.'' ''Bunu hiç düşünmemiştim.'' ''Öyleyse bir öykü anlatayım sana. Bir zamanlar meleklere inanmayan bir adam varmış. Ama günün birinde; ormanda çalışırken bir melek çıkmış karşısına.'' ''Sonra?'' ''Birlikte yürümüşler biraz. Sonunda adam meleğe dönüp demiş ki: 'Evet, meleklerin var olduğunu kabul etmek zorundayım. Ama siz bizim gibi tam anlamıyla birer varlık değilsiniz.' Melek 'Ne kastediyorsun bununla?' diye sormuş. Adam cevap vermiş: 'Demin yolumuza koca bir kaya çıktı. Ben etrafından dolanmak zorundaydım, oysa sen içinden geçiverdin. Yolumuzu devrilmiş bir ağaç kestiğinde de ben tırmandım, sen dümdüz devam ettin.' Melek şaşmış bu cevaba. Demiş ki: 'Ya demin bir bataklığa geldiğimzde ne oldu fark ettin mi? Orada ikimiz de sisin içinden geçebildik. Çünkü ikimiz de sisten çok daha yoğun bir yapıya sahibiz.''
Sayfa 555Kitabı okudu
Reklam
Kişiler bilmedikleri için kötüdürler, bilseler kötü olmazlar. Aklımızın iyiye ermesi bir bilgi işidir, bunun için bilgimizi artırmak çok önemlidir.
Hayat yoktu hiçbir yerde, ne bu şehirde, ne bu yerde, ne de bu yıldırıcı varoluşta...
Sayfa 240Kitabı okudu