Sarah Jo'nun Böğürtlen kitabını okumuştum ama yarım bırakmıştım, sevmemiştim. Sarah Jo'nun tek sevdiğim kitabı bu oldu. İki farklı yıllarda iki karakteri anlatırken bir olay üzerine yoğunlaşıp gizemli bir şekilde kitabın sonuna kadar insanı merakta bırakıyor. Kamelya çiçeğini çalmakla görevlendirilen bir kız ile yıllar sonra kamelya çiçeğinin bulunduğu köşke yerleşen Amanda'nın köşkte yıllar önce bırakılan izleri farkedip bir takım araştırmalarda bulunmasıyla köşkteki gizemli olayları gün yüzüne çıkarıyor.
Son KamelyaSarah Jio · Arkadya Yayınları · 201413,7bin okunma
Memleketi içinde bulunduğu gerilikten kurtarmak için herkesin kendine göre şifalı bir tedbiri var. Herkes için yalnız kendi tedbiri doğru, bunun dışında kalanlar ehemmiyetsiz, yanlış...
Kısa bir sürede okudum. Ancak kitabı bitirdiğimde dediğim şey, keşke düşüne düşüne her gün okuyabileceğim bir kalınlıkta olsaydı dedim. Meursault diğer yaşayan insanlardan farklı olarak görülmesi onun olaylara bakış açısındaki sadeliğe yönelik açıklamalarda bulunmasıdır. Diğer insanlar kadar abartıcı bir karakter değil. Fazla konuşmanın aksine ne söylenmesi gerekiyorsa onu söylüyor. Bu sebeple de insanlar tarafından epeyce bir yargılanıyor. Güzel ve anlamlı bir eser.
YabancıAlbert Camus · Can Yayınları · 2019111,2bin okunma
1939'da Caddebostan'daki villasında beni yemeğe çağıran Falih Rıfkı Atay, sofrada ve zevcesinin yanında bana şöyle der:
"Yahu Necip Fazıl, senin tarzında, senin çapında bir adam nasıl müslüman olur?"
"Benim çapımı geç ya; fakat insanın çapı yükseldikçe müslümanlığa bağlanmak ve ondan başka hiçbir şey tanımamak şansı artar."
"Müslümanlık deyince benim burnuma ayak kokusu gelir.!"
"O, müslümanlığın değil, müslümanlığı kötü temsil edenlerin ve belki senin babanın ayak kokusudur. Siz, müslümanlığı şu ortada gördüğünüz sözde müslümanlardan ayıramayacak kadar tecrit kafasından mahrum insanlarsınız..!"