Velat
Velat
@Velat__
7 kütüphaneci puanı
2765 okur puanı
Mayıs 2017 tarihinde katıldı
316 syf.
9/10 puan verdi
John Steinbeck eserinde işçi sınıfının yaşamlarını ve mücadellerini çağımızda nasıl zor şartlar altında sürdürdüğünü aktarmış. Günümüzde işçi sınıfı patronların zulümden dolayı eziliyor işçi sınıfına değer verilmeyen bir dünyada ve bir ülkede yaşıyoruz. Maalesef devlet işçi sınıfının hakkını savunamıyor ve işçi kendi hakkını savunduğu anda kapı önüne konuluyor çünkü devlet patronu kaybetmek istemez. Bu eser 1936 yılında yazılmış ve o zamandan bu yana kadar işçi sınıfı istediği gibi bir yaşam sürememiştir. Bu eseri okuyunca bunu daha çok hissedeceksiniz çünkü yazar sadece yaşadığı ülkenin işçilerini ele almamıştır, dünyada işçi sınıfı nasıl bir haksızlığa uğruyor onu anlatmış.
Steinbeck'in dediği gibi "Mücadele durmayacaktır. Ben onun küçük bir parçasıyım.." işçi kardeşlerimiz için daima mücadele etmek zorundayız ve bu mücadelenin bir parçası olmak zorundayız. İncelememi son olarak kitaptan bir alıntı ile bitirmek istiyorum;
Bizi yönetenler size diyoruz ki;
"Hepimiz aynı gemideyiz. Zor zamanlar geçiriyoruz.
Hepimiz geçim derdi peşindeyiz ve birbirimize yardımcı olmak zorundayız.."
Yaşasın İşçiler.!
112 syf.
10/10 puan verdi
Kadın; duyguları olan, sevebilen, hissedebilen, duyabilen bir canlıdır. Biz erkekler olarak kadınları yok sayıyoruz kadın bilmez, düşünemez, görüşü önemli değildir bir erkek hegemonyası altında yaşarlar.. ya da yaşayama çalışırlar(!)
Kitapta anlatılacak çok şey var ama en önemli nokta Kadının insan yerine konulmamasını ve maalesef toplumumuzun bir gerçeği olmuş bu tabi gerçeği bilinçli, insanlar olarak yıkmak zorundayız çünkü Kadın insandır. Kitapta Firdevs bir fahişe olmuş ama onu bu duruma getiren ise erkeklerin kendi bencil duygularından dolayı kadına o yaşamı reva görmüşler.. Günümüzde bir kadın hayat kadını olmuşsa eğer bunun arkasında bir elin olduğunu bilmeliyiz ve bu el bir erkek elidir..
Kadın ve erkek , kuralların farklı olduğunu ve kadın ile erkek arasında eşitliğin olmadığını,kadınların toplumsal alanda ne zorluklarla mücadele ettiğini anlatan ve bunu gerçek bir olaydan aktararak önümüze sermesi kitabı daha da içselleştiriyor. Kadın bu toplumun gerçeğidir ve biz erkekler olarak bu gerçeğin yanında olmalıyız. Günümüzde birçok kadın öldürülüyor bu ölümlere sessiz kalmamalıyız. Kitap gerçek bir olaydan yazılmıştır bir kadının fahişe olup ve zor şartlar altında yaşamanı nasıl sürdürmüş onu aktarmış. İyi okumalar dilerim şimdiden..
“Kendimi yeniden bulmak, yitirdiğim benliğimi yeniden kazanmak. Küçük görülmeyen, aşağılanmayan, tersine saygın ve üstün tutulan, duyarak, yaşayan bir insan olmak..”
“Kadınlar insandır, biz insanoğlu..”
Neşet Ertaş
100 syf.
·
Puan vermedi
Ölümün sessizliği..
Bir yaşamımız var bu hayatta. Yaşam ve ölüm.. Yaşadığımız hayattı ne kadar anlamlandırdık, sevgi, saygı ve değeri ne kadar yaşayabildik ve bunları yaşatabildik.. Tolstoy kitabın da sadece yaşamı değil ölümün sessizliğini ve birgün bizim yakamızı da tutacağını gözler önüne sermiş. Yaşıyor muyuz gerçekten yoksa yaşıyor gibi miyiz? Yaşamımız da manevi duygulara ne kadar önem veriyoruz ? Kitap maneviyatımızı vurguluyor insanlar birbirine ne kadar samimiler ne kadar sevgiyle birbirlerine bağlılar.
Tolstoy Ölüm korkusunu ve yalnızlığı çok iyi hisettiriyor ve Tolstoy İvan İlyiç,'in ölüm döşeğinde geçmişe dönüp hayatını sorgularken ve içine düştüğü çaresizliğe boyun eğerken sizin de kalbinizde bir yerleri acıtacak. Bu kitabı okurken iyi bir yaşam nasıl yaşanmalı sorusunu sizlerin aklına getirecek ve kendiniz de bu sorunun cevabını arayacaksınız..
İyi okumalar şimdiden..
"Gerçek bu değil. Yaşadığın ve yaşamakta olduğun her şey yalan. Senden hayatı da ölümü de gizleyen koca bir yalan yaşadın sen.."
128 syf.
·
Puan vermedi
Tolstoy bu kitabında bir arayışın içinde ve var olan hayatının anlamını idrak etmeye çalışıyor.
İnsanın var oluşunu sorgulayan hayatının bir anlamının olup olmadığını düşündüren ve neye nasıl inandığımızı sorgulatan bir kitap. Tolstoy inanç’a olan hayat bakışını anlatmış eserinde ve kendi içinde bir çok sorgulamalara yapmış. Ve bir çok şeyi kendine itiraf etmiştir. İnsanı yer yer derin düşüncelere sevk edecek bir kitap, hayatın anlamı ve din üzerine fazla yoğunlaşmış.
Bizimde kendimize itiraf edemediğimiz konular vardır.
Yaşadığımız hayatı sorgulamalıyız ve bu hayat içerisinde nasıl insanca yaşıyoruz?
Bu soruyu kendi iç dünyamızda düşünüp kendimize itiraf edeceğimiz cevaplar olacaktır.
Bu eseri okuyunca sizde kendinizi sorgulayacaksınız..
140 syf.
·
Puan vermedi
İnsanın kendi iç dünyasına itiraf edemediği birçok gerçeklerin var olduğunu anlatıyor. Kendimize neyi ne kadar samimiyetle itiraf ediyoruz acaba? Bizler kendimizi ne kadar iyi tanıyoruz kendi bilinçaltımıza ne kadar inebiliyoruz tüm soruların cevabını veren Dostoyevski bu kitabın da kendimizi daha iyi tanımlamak adına yeraltına iniyor. Bu kitabı okuyunca kendime itiraf edemediğim gerçeklerinde farkına varabildim. Kitabın ilk bölümleri karmaşık olan ruhumuzun aktarımlarından oluşuyor. Bu bölümden sonra ise kitap daha akıcı oluyor. Kitapta, toplumdaki kişilerin içindeki duygu ve düşüncelerinin farklı olduğunu yani sahtekarlıklarını yüze vuran bir kitap.
Şimdiden herkese iyi okumalar..
31 öğeden 1 ile 6 arasındakiler gösteriliyor.
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2025 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.43.2