Aziz Nesin’in bu kitabını hem olumlu hem de olumsuz yönlerinden yorumlamak istiyorum. Öncelikle yaptığı eleştirilerin günümüzde hala geçerliliğin olması onun ne kadar ileri görüşlü olduğunu gösteriyor; e tabi bir yandan da hiçbir şeyin değişmediğini! Kitabı bir günde okudum, gerçekten hızlı okunuyor ancak 270 sayfa olmasına gerek yokmuş sanki; bazı yerler zorlama olmuş ve tekrara kaçmış. En güzel kısımları da Almanca öğretmeninin arkadaşına mektup yazarak anlattığı kısımlardı, sırf oradaki tespitler için bile okunabilecek bir eser. Tez zamanda zübüklükten kurtulmak dileğiyle.
Aytmatov, masal ve tarihi gerçekler üçgeninde kurulmuş kısa ama yine, yeniden “Ben Aytmatov romanıyım.” diyen bir eseri daha. Aslında Gün Olur Asra Bedel romanının bir bölümüydü ancak o dönem basılmasına izin verilmedi ardından bu bölüm tek başına kitap halinde basıldı. “Mankurt” kavramının başlangıcı niteliğinde olan bu eseri okumanızı öneririm. Aytmatov dilinin samimiyeti diye yadsınamaz bir gerçek var cidden.
Psikoloji ve edebiyatın buluşması. Bir psikiyatristin edebiyat dünyasına adım atmış olması kendisinin de tabiriyle tehlikeli bir durumdur. Ancak Yalom bu tehlikeyi estetik bir zevke dönüştürmeyi başarmış bence. Tahlillerinde oldukça başarılı, kendini okutan bir yazar olmuş. Bu kitabında da bizleri “divan”ına davet ediyor; divanda oynanan oyunlara, sahnelere. Psikiyatri terapilerindeki üçüncü bir kişi olup olanları bütün açıklığıyla izliyor ve insanın her yönünü görüyoruz. Hayata ve insanlara bakış açınızı değiştirecek bir kitap olduğunu düşünüyorum, ilgililerine önerilir.
DivanIrvin D. Yalom · Ayrıntı Yayınları · 20215,2bin okunma