Ama,sevinç ve mutluluk insanı ne kadar da güzel kılıyor!Kalp aşkla nasıl da kaynıyor! İnsan bütün kalbini bir başka kalbe akıtmak istiyor,her şey neşeli olsun,her şey gülsün istiyor.Ve bu sevinç ne kadar bulaşıcı!
Uykuya dalarken, uykuda ölen insanlar olduğunu hiç düşünmedin mi? Dişlerini fırçalarken, işte tamam, bu son günüm demedin mi hiç? Çok süratle, hem de çok süratle hareket etmek gerektiğini, çünkü zamanın kalmadığını hiç hissetmedin mi?
İçinde bulunduğum bu umutsuz konumda, bazı anlar oluyor ki insan bir saç teliyle bir zinciri kırabileceğine inanıyor. Etrafımdaki her şey hapishane. Kelimeler, duygularımı dile getirmem için yeterli değil. Fakat, itiraf edeyim, hâlâ umutluyum.
Hiçbir şeyin gizlenmeden konuşulacağı bir ortamı merak ediyorsunuz sanırım, bu tam bir cehennem olur. Birinin kendisini başka birine açması ihanetin kapılarını açar ve ihanet insanı çok rahatsız eder, değil mi?
Kim dayanabilir zamanın kırbacına?
zorbanın kahrına, gururunun çiğnenmesine,
sevgisinin kepaze edilmesine,
kanunların bu kadar yavaş
yüzsüzlüğün bu kadar çabuk yürümesine.
kötülere kul olması iyi insanın
bir bıçak saplayıp göğsüne kurtulmak varken,
kim ister bütün bunlara katlanmak?