Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Fırat Apa

Akıl, hayatı sürdürme kabiliyetine denir.
Sayfa 108 - Everest YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Üstün asta yaptırma yolu emir vermek iken, astın üste yaptırım yolu bilgi vermekti.
Sayfa 71 - Everest YayınlarıKitabı okudu
Astlarını kollamak için Kumandan'la bile sert tartışmalara girdiği için, "Kral adam" denilen çavuşun adı da bu olmuştu. Kumandan ile arasındaki fark, diyapazonun saf ve kusursuz, ama karakterden yoksun tonu ile, aynı sesi armonikleri ile veren bir çalgının tınısı arasındaki gibiydi. Mektepli Kumandan matbaada basılmış bir kutsal kitap kadar sabit, alaylı Kral ise üstünde hesaplar yapılan bir karatahta kadar değişken ve her an yeniydi ve belki Ademoğlunun, olmayana ergi ile ere ere ermiş olmuş haliydi. Sanki biri ıstampa, diğeri kalemdi.
Sayfa 33 - Everest YayınlarıKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Öyle ki, gerilimi volt ve cereyanı amper ile ölçen adam, şiirlerinde aşkı aruz, ihtirası da hece ile ölçmüştü.
Sayfa 21 - Everest YayınlarıKitabı okudu
Mükemmellikle güzellik aynı şey değildir.
Sayfa 157 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Kusur benim imzamdır. Bir ismim olduğu sürece bir kusurum da olacak ve olmalı
Sayfa 140 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
İhsan Oktay Anar ve Kalemi
Sol taraftaki taş bina onu nedense ürpertti. Bu duygusu geçer geçmez gökyüzüne bir baktı. Şu ayaltı aleminde, ölmüş, yaşayan ve henüz doğmamış ne kadar insan varsa, göklerde o kadar yıldız ve bir o kadar da keder vardı. Müneccimlerce gök kubbenin sultanı bellenmiş Şems çoktan batmış, ancak onun veziri sayılan Kamer hala doğmamıştı. Havva anamızın Kabil ve Habil'i emzirdiği süt kadar beyaz ve parlak Samanyolu, bir uçtan diğer uca kadar uzanıyordu. Şems'in düşmanı olan Utarid'in ardından, savaş ve öfkenin timsali Merih de battığından olsa gerek, göklere barış ve huzur hakimdi. Buna rağmen yıldızların hiçbiri yörüngelerini terk edip göklerin düzenini bozamadı. Çünkü Ülker'i kovalayan ve yedi yıldızdan ibaret Cebbar batarken, ölçü ve dengeyi temsil eden Terazi takım yıldızı artık doğmuştu. Hayalperestliğin timsali Seratan'a bakan Eflatun, Büyükayı, Ejderha ve Küçükayı'dan sonra Kutup Yıldızı'nı gördü. Gökyüzü bu yıldızın etrafında dönüyordu ve giderek, sanki daha da hızlı dönmeye başladı. Karanlık gece ve parlak yıldızlardan oluşan girdap, Eflatun'u Kutb'a doğru çekiyordu. Delikanlı yokuş yukarı elli adam kadar yürümüştü ki, yolun sağ tarafında, açık bırakılmış kapısından ölgün bir ışığın sızdığı o binayı fark etti.
Sayfa 119 - İletişim YayınlaruKitabı okudu
Bütün hayvanlar eşittir ama bazı hayvanlar öbürlerinden daha eşittir
Sayfa 133 - Can YayınlarıKitabı okudu
Squealar, pazar sabahları, ayağıyla tuttuğu uzun bir kağıt parçasından bir takım rakamlar okuyarak, çeşitli gıda maddelerinin üretiminin yüzde iki yüz, yüzde üç yüz, yüzde beş yüz arttığını açıklıyordu. Hayvanlar, ayaklanmadan önceki koşulları artık doğru dürüst anımsamadıklarından, ona inanmamak için bir neden göremiyorlardı. Ama gene de, öyle günler oluyordu ki, daha az rakam dinleyip daha çok yemek yiyeceğimiz günleri ne zaman göreceğiz, diye düşünmeden edemiyorlardı.
Sayfa 98 - Can YayınlarıKitabı okudu
Hayvanlar bir Napoleon'a, bir Snowball'a kulak veriyorlar, ama hangisinin haklı olduğu konusunda bir türlü karara varamıyorlardı. Daha doğrusu, o sırada kim konuşuyorsa ona hak veriyorlardı.
Sayfa 58 - Can YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Her insan ancak bilmediği şeyden korkar. Korkusunu yenmek için bilmek ister.
Sayfa 201 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
"Kavuşunca meşk, kavuşamayınca aşk olduğunu söylerler. Sevgisini kalbinde taşıdığı sürece herkes ona kavuşmuş demektir bana göre. Bu nedenle, sevmenin meşketmek olduğunu düşünürüm. Dünyaya bakınca gülümsememek elde değil. Ben de bakarken, hem dünyayı hem de onun içindekileri seviyor ve gülümsüyorum. İşte, Dünya hakkındaki bir hikayeyi de, aşkla değil, meşkle anlatıyorum."
Sayfa 185 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Birinin huzurunu kaçırmak için onu bilmediği bir şeyin var olduğuna inandırmak yeterliydi.
Sayfa 180 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Fiskos ve dedikodu her iki cins eşit rağbet gösterse de, teferruatı erkeklerden daha iyi sezecek kadar ince düşünceli oldukları için, kadınlar tarafından daha büyük bir başarıyla yürütülürdü.
Sayfa 173 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Herhalde bu kız, başkalarını suçlamak için fırsat kollamaktaydı. Eğer bu doğruysa, onun çok iyi bir terbiye aldığı aşikardı. Çünkü çocuk doğası bu ağır terbiye altında ezildiğinden, aynı acıyı başkalarının da çekmesini istiyordu ki, bunda da yerden göğe kadar haklı sayılırdı.
Sayfa 139 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
234 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.