Bir makine görmüştüm hastanede. Yaşayıp yaşamadığınızı gösteren bir makine. Oradaki çizgi artık kıpırdamadığında, dümdüz devam edip gittiğinde hastanın öldüğünü alıyorlardı.
İşte tam öyle hissediyordum. Bizim makinemizden ne bir ses geliyordu ne de en küçük bir kıpırtı vardı.
Öyle dümdüz bir çizgiydi hayatımız.