İşte orada ölümü de düşündüm. Ölüm pek ürkütücü gelmiyor insana. Yine de ölümü kabul edemiyorsun. Kesin bu. O ara bilimi falan düşünüyorsun. İki yüzyıl, üç yüzyıl sonrasını düşünüyorsun. Bilimin insanlığa getireceği şeyleri. İçinde bulunduğun durum anlamsız geliyor sana, saçma geliyor. Ionesco'nun oyunları gibi bir şey. Yaşaman gerektiğini kavrıyorsun. Bilim almış başını giderken karşındaki bir yığın insanın ne kadar küçük şeylerle, küçük ve yanlış şeylerle uğraştığını düşünüp acınıyorsun. İçerliyorsun. Hem de ne adına? Kim adına?
Çoğu zaman bir yandaki fikirlerimiz ve bilgilerimiz ile diğer yandaki gerçek deneyimlerimiz arasında dağlar kadar fark vardır. Üstelik zihnimizde yer işgal eden, ama bizi hiçbir yere götürmeyen gereksiz bilgiler de ediniriz. Aklımızı çelen ama günlük yaşamımızla pek ilgisi olmayan kitaplar okuruz. Uygulamaya koymadığımız büyük fikirlerimiz vardır. Yeterince incelemediğimiz için bize fikir vermeyen, almamız gereken dersleri göz ardı ettiğimiz bir çok zengin deneyimimiz bile vardır.
"Yılan derdini toprağa yedirdi, toprak buğdaya.
Kuş derdini dala yedirdi, dal meyveye.
Balıkların derdini sular yedi, suların derdini süt. Her mahlukun derdini dönüp dolaşıp biz yedik.
Dert dönüşüp lanet oldu... Biz bizi yedik. "...
Bu Adam serisi zar zor okuduğum bir seri oldu çünkü erkek karakterin aşırı korumacılığı beni acayip derecede bunalttı ancak inat edip seriyi tamamladım gelelim kitabımıza. Kitabın isminden anlaşılacağı gibi bu kitapta erkek karakterimiz olan Jesse'nintüm sırları bir bir ortaya çıkıyor. Kitabın kurgusu cidden çok güzel yazar sırları ortaya çıkardıkça o sırları güzel cevaplar ile açıklığa kavuşturuyor. Bu kitapta en sevdiğim kısım artık bir sorun olduğunda o sorunları konuşarak çözebilmeleri ve birbirlerini anlayabilmeleriydi. Tüm acımasız sırlar bir bir ortaya döküldükçe kız karakterimiz olan Ava'nın Jesse'ye güvenip kaçıp gitmemesi çok güzeldi. Kitabı okurken Jesse'nin sırları cidden şok içinde bıraktı beni. Özellikle bir sırdan sonra diğer kitaplarda da olan Sarah karakterine olan nefretim üzüntüye dönüştü. Kitabın son kısımları ise cidden çok güzeldi son kısım Jesse'nin ağzından çok samimi bir şekilde yazılmış