Roman iki katmanlı olarak düşünülebilir.
Birinci katman: Birleşmiş Milletlerin (BM) Cenevre merkezinde Genel Sekreter Yardımcısı olarak görev yapan Bay Solal, İkinci Dünya Savaşı öncesi Almanya’daki Yahudi topluluğunun katledilmesini önlemek için, batılı ülke temsilcilerinden destek ister. Bu destek, Yahudi topluluğun batılı ülkeler tarafından paylaşılması ve o ülkelere gönderilmesi şeklindedir. Ancak Batılı ülkeler Yahudi toplumunu paylaşarak almaya yanaşmazlar. Bunun üzerine Solal, BM’de batılı ülke temsilcilerin bulunduğu bir toplantıda çok sert bir konuşma yapar. Bunun üzerine Solal görevinden alınır ve Fransız vatandaşlığından da formaliteler bahane edilerek çıkarılır.
İkinci katman: Bay Solal, görevden alınması ve vatandaşlıktan çıkarılması sonrasında, çok beğendiği bir kadın olan Bayan Ariane ile Cenevre’den ayrılarak başka bir şehirde yaşamaya başlar.
Bayan Ariane, Solal’a aşıktır; kulu, kölesi gibidir. Solal ve Ariane’nin diyalogları yoluyla, yazar Albert Cohen, erkeğin ve kadının yapılarının analizini yapar. Yazar, romanın bilhassa 35. ve 88. Bölümlerinde kadın ve erkek yapılarıyla ilgili öyle çözümlemeler yapar ki, o bölümlerin hiç bitmemesini istediğimi itiraf etmeliyim.
Romanda yazarın, hem kadının hem de erkeğin menfaatperest olduğununun altını çizdiği söylenebilir.
Yaklaşık iki ayda okuyabildiğim 928 sayfalık romanı okumak beni epey yorsa da, roman için rahatlıkla “iyi bir roman” diyebilirim.