Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Yonca Çelik

Reklam
Çocukluğun güçlü ve bastırılan duyguları
“Özellikle çocukların duyguları bu kadar güçlü olduğu içindir ki bunların bastırılmasının kritik ve tehlikeli sonuçlar doğurmaması da olası değildir. Mahkum bu kadar kuvvetli olunca hapishane duvarları da kalın ve sağlam olmalıdır...”
Anne, içinden çıktığımız yuvadır, doğadır, topraktır, okyanustur.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bir yere ilk gelmek, oraya sahip olmaya yetmiyordu. Bu yüzden ne tebeşiri elinden düşürdü ne de çizilen daireler birbiriyle kesişmediği sürece geometrinin mutluluğuna bir gölge düştü. Ama ne zaman içi çember birbiri içine geçti ve ne zaman ki “Benim” çakıştı, o zaman sınır taşları yerinden oynadı ve sökülerek mancınıklara dolduruldu.
Bu sabah kuş sesleriyle uyandım. Ne güzel değil mi? Hayır, güzel değil! Açık penceremden ok gibi dalıp yastığıma saplanan karga sesleriydi. Kuş sesleri dediğimde aklına asla karganın gelmediğini biliyorum. Bu, karganın da bir kuş türü olduğunu bilmeyişinden değil, karganın türünün en önemli özelliği olan güzel bir ötüşten mahrum oluşundan elbette. Yüzümü yıkarken acaba diyordum; acaba türümüzün en önemli özelliklerini taşıyor muyuz? Hareketlerimiz ve sözlerimiz nerelere saplanıyor? Acaba “insan” denince hatırlanıyor muyuz?
Reklam
Herkesin seviyormuş gibi yaptığı, ancak sevginin ne olduğunu pek az kimsenin bildiği bir zamanda yaşıyoruz. Belki de bütün zamanlar böyleydi.
Sevgili Dost, Eksik bilgi bizi yanlış adreslere götürür. Arkadaşlıklar, dostluklar, ortaklıklar ve evlilikler hep bu yüzden biter. Kim bilir hayatımızda kaç kez, “Nasıl da tanıyamamışım!” demiş, kaç kez ince buz tabakasına aldanıp üzerinde yürüdüğümüz gölün soğuk sularında bulmuşuzdur kendimizi.
Tüccar anlayışlı kişi, vermeye hazırdır ama ancak bir şey alma karşılığında; bir şey almadan vermek onun gözünde kandırılmak demektir.
SEVMEK bir sanat mıdır? Sanatsa, bilgi ve çaba gerektirir. Yoksa sevgi, yaşanması rastlantılara kalmış, insanın talihi yardım ederse “tutulacağı” tatlı bir duygu mudur?
Reklam
“Çünkü aşkta kötülük, artık kötülük değil; iyilikse artık iyilik değildir. Bir tek hakikat kalmıştır ortalıkta; mucizeleri gerçek kılacak mutlak aşk.”
Bir çocuğa beden verebilirsin ama onun kalbine, ruhuna tesir edemezsin. Herkes kendi hayatını yaşar, herkes kendini yaratır. Ama insanı, kendisine götüren köprü çok incedir, çok dar. Bir tek kendisinin geçmesine izin verir. Kan bağı bir imtiyaz değildir bu yolculukta. Aksine çoğu zaman aşılması zorlu bir engeldir, kırılması imkansız kalın halkalardan oluşmuş bir zincir. İnsanın elini kolunu öyle bir bağlar ki, hiçbir zaman kurtulamazsın.
Seçimlerimiz
“Her gün yüzlerce seçim yapıyoruz. Bu seçimlerin sonucunda bir yaşam inşa ediyoruz. Peki nasıl bir yaşam inşa ediyoruz? Bazıları bir gecekondu inşa ediyor, bazıları bir konak. İnşa ettiğimizin gecekondu ya da Konak olmasından daha da önemlisi, bu yaptığımız gecekondu veya konağımızda kimin oturduğu.”
Sayfa 209Kitabı okudu
“Dikkatli baktığımızda, çevremizin şikayet yarışçılarıyla dolu olduğunu görürüz. Öyle bir yarıştır ki bu, galip geldiğini sananların aslında yaptığı, ne denli güçsüz ve işe yaramaz olduklarını, hem kendilerine hem de çevrelerine kanıtlamaktır.”