Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Thorfinn Karlsefni

Thorfinn Karlsefni
@Zatensinirliyim
Varoluşsal sancılar geçiriyorum
Sabitlenmiş gönderi
"Kendi bireysel varoluşumuzu bir ideolojiye dönüştürmekten kaçınmak ve özel yaşamımızı da en alçakgönüllü, en iddiasız ve en gürültüsüz biçimde sürdürmek - ama artık iyi yetişmiş olmanın bir gereği olarak değil, bu cehennemde hâlâ soluyabilecek havayı bulabiliyor olmanın utancından ötürü."
Reklam
Tehlikeyle yarışarak onu geçmektir burada başvurulan teknik.
Ama bütüncü toplum birey­leri pozitif biçimde kendi içine almaktansa onları ezerek şekilsiz ve istenen kalıba sokulabilecek bir kitleye çevirdiği için her birey de dur­durulmaz gibi görünen o özümlenme ve erime sürecini dehşetle izle­mektedir. Bir şeyler yapmak ve bir yerlere gitmek, sinir sisteminin yaklaşan ürkütücü kolektifleşmeye karşı bir tür aşı geliştirme çabası­dır, görünüşte özgürlüğe ayrılmış saatlerde kendini kitlenin bir üyesi olarak eğiterek kolektifleşmeye şimdiden hazırlanma çabası…. …Aynı zamanda, benlik yitiminin bu oyunlu aşırı­lığı, benliksizliği içtenlikle benimsemiş bir yaşayışın daha zor değil daha kolay olabileceğini de öğretir kişiye.
Herkes kendi kendisinin Charlie McCarthy'sidir
Okullar trafik kazalarının kurbanlarına yapılan ilk yardımı andıran bir konuşma eğitimi verirken öğrenciler de gittikçe dilsizleşiyor. Bir söylev verme, dinleyici topluluğu önünde konuşma yapma yeteneğine sahipler; ağızlarından çıkan her cümle, ortalamanın sözcüsü olarak karşısına geçtikleri mikrofon için yeterli kılıyor onları; ama birbirleriyle konuşma kapasiteleri gittikçe köreliyor. İnsanların birbiriyle konuşmasının önkoşulları vardır: İletilmeye değer bir deneyim, ifade özgürlüğü ve kişilerin aynı anda hem bağım­sız hem de ilişkili olması. Her şeyi kapsayan bir sistemde konuşma da karından konuşmaya dönüşür.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Ekstatik bir söylev
Evlen, pişman olursun; evlenme, buna da pişman olursun; evlen ya da evlenme, ikisine birden pişman olursun; evlen­sen de evlenmesen de her ikisinde de pişman olursun.
Çok gençken ben de Trophonius'un mağara­sında gülmeyi unutmuştum, yaşım ilerleyince gözlerim ha­kikati görür oldu ve yine gülmeye başladım, o günden beri de bunu bırakmadım. Hayatın anlamının ekmek parası ka­zanmakta, amacınınsa yüce divan üyesi olmakta yattığını, sonra zengin bir kızı elde etmenin aşkların en ateşlisi, pa­raya sıkışınca yardımlaşmanın dostluğun en yüce göstergesi olduğunu, çoğunluğun doğru olduğunu söylediği her şeyin erdem olduğunu, nutuk vermenin şevklendirici, 10 rbdı ceza yemeyi hiçe saymanın yüreklilik, akşam yemeğinden sonra afiyet olsun demenin samimiyet, yılda bir kez komünyon ayinine gitmenin Tanrı korkusu olduğunu artık görüyordum. Bunu gördüm ve güldüm.
Reklam
Her şey dinginlikte kazanılır ve sessizlikte tanrılaştırılır. Tüm geleceğinin sessizliğine bağlı olması yalnızca Psyk­he'nin beklediği bebeğe mahsus değil.
Ruhum öyle ağır ki hiçbir düşünce onu taşıyamıyor…
Hayat nasıl da boş ve anlamsız. Birini defnediyorsunuz; top­rağa yolcu ediyorsunuz, üzerine üç kürek toprak atıyorsunuz; faytonla gidip faytonla eve dönüyorsunuz; önünüzde uzun bir hayat var diye kendi kendinizi avutuyorsunuz. Yedi çarpı on yıl ne kadar uzun ki? Neden her şeyi kökünden çöz­müyorsunuz, niçin orada kalıp hep birlikte mezara girmiyor, son ölenin üzerine son üç kürek toprağı atacak hayatta ka­lan son kişi olma talihsizliğine erişen kişiyi belirlemek için kura çekmiyorsunuz?
Büyücü Virgil kendini parça parça doğrattı, bir kazana attırdı ve sekiz gün kaynattırdı, bu işlemin onu gençleştirece­ğini umuyordu. Birini başına gözcü koydu, gelip geçenlerin kazana bakmasına engel olacaktı. Gözcü merakına yenildi ancak daha çok erkendi, küçük bir bebek olan Virgil bir ci­yaklamayla ortadan kayboldu. Ben de kazanın içine, haya­tın ve tarihsel gelişimin kazanının içine fazla erken bakmış olmalıyım ve büyük olasılıkla hiçbir zaman çocuktan öte bir şey olamayacağım.
505 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.