Onlar, büyük ve çetin yoksulluğun insanları kötü niyetli, riyakar, ikiyüzlü ve hilebaz, hırsız, entrikacı, yalancı, yer yurt tanımayan birine dönüştürdüğüne, yalancı tanıklığa, iftiracılığa vb. neden olduğuna inanırlar. Zenginlik ise insanı terbiyesiz, utanmaz, kibirli, cahil, hain kılar, bilgisizliğine rağmen kendini bir şey sanan, boş boş böbürlenen, utanmaz insafsız, katı yürekli vb. biri olup çıkmalarına yol açar.
Buna karşılık hakiki bir ortak yaşama toplumunda herkes ihtiyacı olana herkes kadar sahip olduğundan zengin, ama kimsenin kendi mülkü olmadığı için herkes yoksuldur ve onlar şeylerin (nesnelerin) hizmetinde olmayıp şeyler (nesneler) onların hizmetindedir.
Her şey gelip geçici.
"İnsan" denen yaratıkların yaşadığı bu "dünya" adlı buzdan cehennemde geçirdiğim onca vakitte karşılaştığım tek gerçek buydu.
Her şey gelip geçici.