Sınırları olmayan özgürlük, demokrasi değil; anarşidir. Anarşi ile eği tilen çocuklar kurallara ya da otoriteye saygı duymayı ve özgürlüklerini sorumluluk içinde yaşamayı öğrenemezler. Önceliği hep kendilerine verirler. Kendi güçlerini ve kontrollerini abartırlar.
Yaşamımızın "müze"sini, genellikle, "inanç"larımızı ayrı raflara, dostluklarımızı ayrı raflara yerleştirerek kurmağa çalışır gibiyizdir. Oysa, daha baştan, hepsini bir güzel karıştırırız biribirine...
İlişkilerde kendimizi nasıl görüyoruz, karşımızdakini nasıl konumlandıryoruz? Bunlar ilişkilerimize zarar veriyor mu?Evliliklerde her iki bireyde bavulunda bir yığın insanla geliyor. En başta da yanımızda anne babalarımızı getiriyoruz. Geçmişi getiyoruz. İşte geçmişle olan hesaplaşmalarımız devam ederse karşımızdaki birey de bunu arayıp mücadele verebiliyoruz. Halbuki karşımızdaki kişi geçmişimizdeki hesaplaştığımız kişi olmadığı halde. O zaman ilişkilerde öncelikle geçmişi affedip karşımızdaki kişiyi o yere koymamalıyız. Renklerimizle, kendimiz olarak karşıdaki kişinin de kendi olduğu güzel ilişkilere. İki iken tek olmak mümkün mü? Değil! Zaten olamasın da. Herkesin kendi olabildiği, birbirine renk kattığı bir ilişki olsun. Bahar Tezcan ilişkiler üzerine kitabında tavsiyelerde bulunuyor. Birkaç örnek olay üzerinden yapıyor bunu. Akıcı bir dil ve anlatımı var. Çok kısa sürede bitirdim kitabı. Kesinlikle kendi kişisel gelişimime çok şey kattım.