"Mutluluğun iyi edemediğini iyileştirecek ilaç yoktur."
Marquez'den okuduğum dördüncü kitap. En sevdiğim yazarlar listesinde Oğuz Atay, Ahmet Hamdi Tanpınar'dan sonra benim için üçüncü sırayı almıştır kendileri. Bir de Kafka Okur'da Marquez dosyasına denk geldim ki harika oldu benim için. Sıradan bir konuyu ele alıp onu muazzam işleyen yazar. Hem anneannesinden dinlediği büyülü hikayeler hem albay dedesinden dinlediği gerçekler iç içe sarmal halinde çok güzel veriyor. Fakirlik ve sürgünlük yılları içinde çıkardığı eserler tüm dünya dillerine çevriliyor. Kafka Okur'da onunla ilgili şöyle bir cümle var: "Her yerin yangın yerine döndüğü,öfkeli yumrukların sert laflarla beraber sallandığı bir ülkede muzip muzip gülümseyerek eleştiri yapmak..." İşte Marquez'in kitaplarının özeti buydu. Bir yanda kahkahalar atarak olaylara gülüyorsunuz diğer yanda bu olay da olma ya çok iğrenç diyorsunuz. Yazarımız Kolombiyalı. Buram buram Latin Amerika korkuyor eserleri. Bayılırım Latin Amerika Müziklerine. Özellikle Camilo. Bu kitabı da onun bir parçası ile paylaşıyorum. Ah bir de bakarsınız belki Kolombiya'ya uçarız bir gün.
Gelelim içeriğe. Kuduz hastalığının bilinmediği zamanlarda bir kızı kuduz köpek ısırır ve kız hastalanır. Kızın içine cin girdi diye kızı manastıra, hücreye, akıl hastanesine kapatırlar. Çeşitli din adamlarını da bu cinleri çıkarsın diye görevlendirirler. Peki ya bunlardan biri kıza aşık olursa. Aşk her şeyi çözer mi? İyileştirir mi? Delaura tüm bu sınırları alabildi mi?