Rabb'ine Celal ve Cemal isimlerinin bütün muhtevasıyla iman eden kul sevgi ve saygıda, ümit ve kaygıda bir dengeye ulaşmıştır. Ne sevgiye güvenerek yan gelip yatar ne kaygıda boğularak iş yapamaz hale gelir. Gayreti bırakmayacak dozda bir gelecek endişesi ile sonuçtan ümit kesmeyecek miktarda ve güven içinde ilerlemeye devam eder.
Dua eden Allahu Teâlâ'nın isteklerini verecek en yüce makam olduğunu kabul etmiş, yanı sıra kendi yetersizliğini idrak ederek nefsinin azgınlığına kulluk perdesini çekmiş demektir.
Her daim yanı başımızda, gözleri üzerimizde, her halimize vâkıf, şeksiz şüphesiz bizim iyiliğimizi isteyen bir kollayanımız olduğunu bilmenin teskin edip ümit veren iyileştiriciliğine sığınalım.
"İnsan çok hırslı ve sabırsız yaratılmıştır. Kendisine kötülük dokunduğu zaman sızlanır, ona bir hayır dokunduğunda da eli sıkıdır, ancak namaz kılanlar müstesna "
Meâric19-22
Affedici ve merhametli olmayı başkalarının kendisine nasıl davrandığına bağlayan kişi öz/ü/gür bir kişi değildir; iyilik konusunda bağımlı bir kişidir.
Mağfiret sadece affetmek değildir. Çünkü af cezadan vazgeçmektir; mağfiret ise cezadan da azarlamaktan da suçluya suçunu hatırlatmaktan da vazgeçmek; suçu tamamen örtmek demektir.
Hakk'ın büyüklüğünün iman ehlinin kalplerinde zuhur etmesi, onların ilahi isimlerin eserlerini bilmeleri miktarıncadır ve müşahede herkesin inancına göredir.