“Üç tür insan var. En mutlular, herkesin ve her şeyin esasen iyi olduğunu sanan, dünyadan habersizler. İkinci ve en büyük tür, yarı pişmiş iyimserlerdir. Bunlar ya kötülerin acı çekmeyi hak ettiğini, yahut ulusların bu sefaletleri -yarattığını değil de- tedavi edeceğini, ya da Tanrı’ın, doğanın, tarihin bir gün her şeyi düzelteceğini sanırlar. Üçüncü ve en ender türdekilerse, insan yaşamının ancak ölümün iyileştirebileceği, esasen acılı bir hastalık olduğunu bilir.”
“İncil’i bana, İsa’dan huzur bulayım diye vermişti ama huzur falan yoktu. İsa da benim gibi, her yerde varolan zulümden ve kayıtsızlıktan ötürü çıldırmıştı.”