Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Oytun

208 syf.
9/10 puan verdi
·
7 günde okudu
Kitabın ilk bölümü Mekanlar’ı okurken oldukça kafam karışmış, olan biteni, karakterleri çok anlayamamıştım. İlk kısımdan sonraki bölümlerde kitap benim için daha anlaşılır oldu. Çok sonra anladım ki, ilk bölüm aslında başlangıç değil, bir sonmuş. Bu kitabın 2. Dünya Savaş’ı ve devrim hakkında yazılmış diğer hikayelerden farkı, bu olaylardan doğrudan bahsetmeden, olayların insanların yaşamları üzerindeki korkunç etkisini etkileyici bir şekilde aktarmasıdır. Okuduğum 4. Szabó romanı. Açıkçası ben bu kitabı, Iza’nın şarkısından çok daha fazla beğendim. Szabó ile hala tanışmadıysanız, başlangıç için çok iyi bir tercih.
Katalin Sokağı
Katalin SokağıMagda Szabo · Yapı Kredi Yayınları · 2022426 okunma
Reklam
116 syf.
8/10 puan verdi
·
6 saatte okudu
Kitap bir günlük gibi, eşi öldükten sonra Fournier’in eşine yazdığı yazılardan oluşuyor. Kendi deyimiyle yazar, eşini sözlüklerle diriltmeye çabalarken, kendisi de pek çok duyguyla (özlem, umutsuzluk, pişmanlık, vicdan azabı, kırgınlık vs.) yüzleşiyor. “Bütün bu yazdıklarımı okursan geri dönmek isteyeceksindir. Sanırım sana hiç bu kadar güzel şeyi bir arada söyleyemedim.” derken zamanında söyleyemediklerinin altında ezildiğini de itiraf ediyor. Ama hayata karşı umudunu kaybetmeyi de hiç istemiyor. “Her geçen gün daha iyi olacağım”, “aslında tam da büyük bir mutsuzluk halinde mutluluk dileklerine ihtiyaç vardır”, “insan asla mutlu olmaktan utanmamalı” sözleriyle bize mutlu olmayı, iyi olmayı hak ettiğini söylüyor. Kısa kısa cümlelerle kendini ifade etse de, sözleri çok anlamlı ve içten. Her ne kadar ölümle, yasla yüzleşmek çok zor bir süreç olsa da, böylesine sevmiş/sevilmiş olmak çok değerli. Giden gitse bile gerçek sevgi daimi, hep kalıcı.
Dul
DulJean-Louis Fournier · Yapı Kredi Yayınları · 20133,944 okunma
157 syf.
8/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Bu kitabı sadece ismine bakarak almıştım. Hikayenin neyle ilgili olduğu hakkında hiçbir fikrim yoktu ve okumadan önce de bakmadım açıkçası. 4 farklı karakterin gözünden bir kişi intihar mı etti yoksa öldürüldü mü, bu irdeleniyor. Bir kişi üzerinden pek çok konuya değiniyor aslında. Karşılıklı diyaloglar şeklinde değil, monologlar üzerine kurulu bir anlatımı var. Güvenilir (veya güvenilmez) anlatıcıların yer aldığı, bizi hafıza, kurgu ve gerçeklik hakkında düşünmeye zorlayan değişken bir hikaye. Bir olayda sadece tek bir gerçeklik mi vardır yoksa başkalarının bakış açısına göre gerçeklik anlayışı değişebilir mi? Değişirse ne kadar değişir? Bunlar üzerine yoğunlaşıyor. Hikayedeki anlatıcılar aynı zamanda Arjantin'deki askeri yönetimden kaçıp İspanya'ya sığınan kişiler olduğu için kitabın aslında epey de politik bir tarafı da var. Monolog seviyorsanız tavsiye edeceğim bir kitap, sevmiyorsanız sıkıcı gelebilir. :)
Bütün İnsanlar Yalancıdır
Bütün İnsanlar YalancıdırAlberto Manguel · Yapı Kredi Yayınları · 2012151 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
284 syf.
7/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Javier Marias'tan okuduğum üçüncü kitap ve kesinlikle son olmayacak. :) Marias’ın sözlerle ifade edilemeyecek kadar bambaşka bir üslubu var. Okudukça okuyası geliyor insanın. Kitap ölüm, aşk, kayıp, beklemek gibi temalar içeriyor. “Ölümden sonra anılarda yaşayabilir miyiz, yoksa kısa sürede unutulur gider miyiz? Aşk dediğimiz şey aslında nedir? Gerçekte var mıdır? Yoksa yaşam için uydurulmuş mudur? Yazarın bakış açısına göre: "Aşık olmak önemsiz, onu beklemek ise önemli." Kolay okunan bir kitap değil. Çok sayıda uzun iç monologlara ve diyaloglara sahip, bu nedenle aksiyon arayanların hoşuna gidecek bir roman değil. Ama ortaya koyduğu sorular açısından bence değerli bir eser.
Karasevdalılar
KarasevdalılarJavier Marias · Yapı Kredi Yayınları · 2022744 okunma
372 syf.
8/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Klasik kalıpların kesinlikle dışında çok farklı bir kitap. Okuyucuya bir an bile nefes aldırmıyor. Olay örgüsü o kadar hızlı ki, tam hikayenin nasıl geliştiğini anladığınızı düşündüğünüzde bir anda düşündüğünüz birkaç kesinlik kumdan kaleler gibi yıkılıveriyor. Hikaye üç bölümden oluşuyor. İlki, 'büyük defter', bence en güzel olanı. Ama aynı zamanda en karanlık, en sert ve en trajik olanı. Kısa, kuru cümleler, duygudan yoksun gibi ama bir o kadar da duygulu. İkinci bölüm olan Kanıt’ta, üslup biraz değişiyor, yeni karakterler ortaya çıkıyor, ancak okuyucunun kafa karışıklığı daha da artıyor. Olayları takip etmek daha da zorlaşıyor. Çünkü karakterler rol değiştiriyor, ölüler artık ölü değil, kurbanlar ise cellat oluyor. Gerçek nedir diye sorguluyorsunuz. Üçüncü bölümde Üçüncü yalan’da, her şey birbirine karışıyor ve artık kimin doğruyu söylediğini, gerçekleri hangi karakterin bakış açısından okuduğumuzu bilmekte zorlanıyoruz. Ve sona ulaştığınızda, tüm gerçekler artık açağa çıktığında, derin bir nefes almamız gerekiyor. Kurgusu inanılmaz başarılı bir kitap. 10 puan verecektim ama kitapta keşke ensest ilişki hiç olmasaydı. Çok kısa yer verse de inanılmaz irite ediciydi. Yine de tavsiye ediyorum.
Büyük Defter - Kanıt - Üçüncü Yalan
Büyük Defter - Kanıt - Üçüncü YalanAgota Kristof · Yapı Kredi Yayınları · 20193,062 okunma
Reklam
318 syf.
10/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Hafiflik ve ağırlık Mutluluk ve hüzün, Varlık ve hiçlik İhanet ve sadakat, Rastlantı ve kader, Varolmanın Dayanılmaz Hafifliğinde en çok geçen zıt kavramlar. Aslında bütüne baktığımızda Kundera hayatta her şeyin zıddıyla var olduğunu vurguluyor. Karanlık olmadan aydınlığın olamayacağını, aslında dualitenin varolmanın önemli parçası olduğunu
Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği
Varolmanın Dayanılmaz HafifliğiMilan Kundera · İletişim Yayınları · 201410,4bin okunma
296 syf.
3/10 puan verdi
·
9 günde okudu
Kitap kulübü sayesinde okuduğum ancak okurken gerçekten tükendiğim bir kitap. Çıkarılan sonuç: serinin diğer üç kitabını asla okumayı düşünmüyorum. Beni yanlış anlamayın. Durrell çok güzel düzyazılar yazıyor. İskenderiye'nin tasvirleri gösterişli, ayrıntılı ve gerçekten okuyucuya şehir hakkında bir fikir veriyor. İskenderiye’nin sıcaklığını okurken bile hissedebiliyorsunuz. Sorun şu ki, İskenderiye'nin kendisi dışında, romanda önemsenmeye değer tek bir karakter yok, takip etmeye değer bir olay örgüsü yok. Okurken İskenderiye'nin güzelliğine hayret etmekten başka yapacak bir şey yok. Belki beğenmemem benim dikkat eksikliğimden kaynaklıdır. Bilmiyorum ama ben bir romanda en azından bir olay örgüsü olmasını, karakterlerin bir derinliği olmasını beklerim. Ayrıca, bir romanda biraz ağdalı dil kullanılması benim için sorun değil ama aşırı derecede ağdalı, ayrıntılı cümlelerin daha da ağdalı, daha büyük cümlelerle yan yana getirilmesi.. bu gerçekten boğucu.
Justine
JustineLawrence Durrell · Can Yayınları · 2022553 okunma
112 syf.
1/10 puan verdi
·
26 saatte okudu
Okuduğum Tolstoy kitapları arasında en kötüsü bu. Eserdeki ana karakter çok karanlık bir özelliğe sahip. Bir yandan karısına aşık bir adamken, bir yandan da şiddet yanlısı olabilen, kadınları şehvet avcısı olarak gören, kadın düşmanı, ahlakın sadece kadınla ilgili olduğunu düşünen, müziğin ruhu baştan çıkardığına inanan, paranoyak, aşka, sevgiye, evliliğe karşı, pek çok ilerici fikirlere sahip üstelik de bir katil ve asla da bunun pişmanlığını yaşamıyor, yani savunulacak hiçbir özelliği yok. Onun gözünde herkes suçlu; karısı, tüm kadınlar, müzik, aşk, cinsellik, evlilik, toplum.. En kötüsü de Tolstoy’un son sözdeki açıklamaları karakteri resmen savunur nitelikte olması. Tolstoy’a göre kadınlardan uzak durulmalı, aşkı şiir havasına bürünmekten kaçınmalı ve onu yalnızca insanı alçaltan hayvanca bir şey olarak kabul etmeli ve çocukların okudukları romanların ve öykülerin, dinledikleri müziklerin, yedikleri tatlı ve ağır yemeklerin onların şehvet arzusunu geliştirdiğine inanmalı, çocukları onlardan uzak tutmalı. Tüm bunların hangi birini eleştirsem bilemedim.
Kreutzer Sonat
Kreutzer SonatLev Tolstoy · Can Yayınları · 202010,7bin okunma
210 syf.
6/10 puan verdi
·
27 saatte okudu
Yaşamak, yaşlı adam Fu-gui’nin, hayatının hikayesini dinlemeye hazır bir adamla tesadüfen tanışmasıyla başlıyor. Bence herkesin hayatında en az bir tane böyle dinleyicisi olmalı, çünkü ancak anlattıkça insan geçmişinin yıkıntılarından yavaş yavaş kurtulabilir. Ölüm, acı, sefalet, açlık ve kayıplarla dolu bir yaşam draması.. Kitabın arka planında aslında Çin'in Toprak Reformu öncesi ve sonrası sosyal görünümü, Halk Komünlerinin kuruluşunun halkın yaşamını nasıl etkilediği, Çin Kurtuluş Ordusu’nun dominant etkisi ve Mao'nun Kültür devrimi anlatılıyor. Arka planı çok sağlam olsa da, Fu-gui’nin hayat hikayesini okurken ister istemez bir insanın başınada bu kadar şey gelmez diyorsunuz. O açıdan aşırı dramatikleştirilmiş buldum.
Yaşamak
YaşamakYu Hua · Jaguar Kitap · 201633,2bin okunma
80 syf.
10/10 puan verdi
·
4 saatte okudu
The Quiet Girl
Emanet çocuk’u okuyanlara 2022 yapımı “The Quiet Girl” filmini kesinlikle izlemelerini öneririm. Bu novelladan uyarlanmış bir İrlanda filmi. Bu yıl Uluslararası film kategorisinde Oscar’a aday. En az onun kadar başarılı. Lütfen izleyin..
Emanet Çocuk
Emanet ÇocukClaire Keegan · Jaguar Kitap · 20212,378 okunma
Reklam
424 syf.
10/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Bayıldım!! Yeni bitirdim. Okurken o kadar çok duyguyu bir arada yaşadım ki anlatamam. Aşk, hüzün, mutluluk,korku, çaresizlik, huzur vs. Kitabın sonu nasıl bitecek diye heyecanlanmakta açıkçası kitabı hiç elimden bırakamadım diyebilirim. Uzun zamandır böyle güzel, böyle naif bir aşk hikayesi okumamıştım. 2021 Favori kitaplarımın arasında yerini aldı. Kitabın kurgusuna, karakterlerin muhteşemliğine, zamanlararası yolculukta yaşanan hikayeye resmen bayıldım. Ne kadar söz söylesem ya da yazsam bu kitap için bence hiç yeterli olmayacak. Bence daha fazla kitleye ulaşmayı kesinlikle hak ediyor. Özellikle kurgu kitap seviyorsanız ve romantik bir kitap okumak istiyorsanız kesinlikle okuyun derim.
Sadece Rüzgar Bilir
Sadece Rüzgar BilirAmy Harmon · Yabancı Yayınlar · 2021901 okunma
1062 syf.
9/10 puan verdi
·
35 günde okudu
1062 sayfalık okuma maratonum bugün son buldu. Anna Karenina 1873-1877 yılları arasındaki döneminde, bölümler hâlinde basılmış bir roman. 125 farklı yazarın belirlediği bir listede “Zamanımıza kadar yazılmış en iyi roman” olarak görülmektedir. Ancak seveni olduğu kadar sevmeyeni de mevcuttur. Tolstoy bu ölümsüz eseriyle benim de gönlümü fethetti diyebilirim. Öncelikle tek beklentiniz bir aşk romanıysa bu eser size göre değil. Çünkü Anna Karenina salt bir aşk romanı değil. Dönemin toplumsal yapısını anlamak için de güzel bir eser ve sosyolojik yönü de oldukça kuvvetli. Tolstoy’un bu kitabında da Dostoyevski’nin kitaplarında olduğu gibi insan ve toplum psikolojisi üzerine derin anlatımlar mevcut. Yer yer durağanlaşsa da genel anlamda çok akıcı bir eser. Kitabın kalınlığı başta gözümü korkutsa da akıcı anlatımı bu korkuyu aldı götürdü. Doğruluğu kesin olmasa da, Tolstoy'un Levin karakteriyle kendini anlattığı söylenir. Ben de açıkçası Levin'in hayat hikayesinin anlatıldığı bölümleri daha keyifle okudum. Daha önce hiç Tolstoy okumadıysanız eserin bir başlangıç kitabı olarak uygun olduğunu düşünmüyorum. Başlangıç için “İnsan neyle yaşar?” kitabını okuyabilirsiniz.
Anna Karenina
Anna KareninaLev Tolstoy · Türkiye İş Bankası Yayınları · 201939,1bin okunma
48 syf.
9/10 puan verdi
·
2 saatte okudu
Bir açık mektup düşünün ki yıllar sonra klasikler arasında yer bulabiliyor ve kitlelerce okunuyor. “Subay ve Casus” filmini izlediğimde karar vermiştim okumaya. Yazar Émile Zola, 13 Ocak 1898 günü L’Aurore gazetesinde yayımladığı, Fransız Genelkurmay’ına yönelik “Suçluyorum” başlıklı açık mektubuyla Yüzbaşı Dreyfus’e yapılan haksızlığın karşısına dikilmiş, dönemin Fransız aydınlarının sözcüsü olmuştur. Okumanızı tavsiye ederim.
Suçluyorum
SuçluyorumEmile Zola · Can Yayınları · 20194,876 okunma
80 syf.
9/10 puan verdi
·
13 saatte okudu
Lou Andreas-Salome düşünceleri ve anlatımı ile çağı aşan o güçlü kadın yazarlardan. Salome’dan okuduğum ilk kitap. Aslında Salome ile tanışmam Nietszche ile sayesinde oldu. Onun aşık olduğu kadını merak ederek kitaplarını okumak istedim ama Salome, Nietzsche'nın dışında, ondan bağımsız olarak tanılması gereken bir şahsiyet. Arayışlar’da bir erkeğe kayıtsız şartsız teslim olmakla, ondan bütünüyle bağımsızlaşma arasında gidip gelen bir kadının hikâyesini anlatıyor. Okurken insana kendi içinde bulunduğu durumu sorgulatıyor. Tek başımıza bir birey olarak var olabileceğimizi, kimsenin kanadı altında olmaya ihtiyaç duymamamız gerektiğini vurguluyor.
Arayışlar
ArayışlarLou Andreas-Salomé · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20218,4bin okunma
512 syf.
7/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Jane Austen deyince birçok kişi en çok bilinen eseri “Gurur ve Önyargı”yı düşünüp kendisini aşk romanı yazarı gibi tanımlasa da, benim için kendisi sağlam bir gözlemci ve ironiyi çok güzel kullanan toplumsal meselelerin iyi bir eleştiricisidir. Mansfield Park’ı kendini her zaman sığıntı olarak gören Fanny’in zamanla ailenin en önemli ve takdir edilen bir bireyi haline gelmesini anlatıyor. Fanny’nin tüm iyi özelliklerine rağmen, kendisine yapılan haksızlıklara ve akıl dışı tutumlara hiç karşı çıkmamış, tepki vermemiş olması benim tahammül sınırlarımı açıkçası zorladı. Diğer eserlerindeki gibi daha güçlü bir ana karakter olmasını isterdim. Yine de eser okunmaya değer. Ancak daha önce Jane Austen’ın herhangi bir kitabını okumadıysanız bu kitap ilk okunacak kitap olmaya aday değil şimdiden söyleyim. :)
Mansfield Park
Mansfield ParkJane Austen · Can Yayınları · 20191,907 okunma
208 syf.
9/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Ödül-Cyril Gély “Bence hepimiz, ruhumuzun derinliklerinde, geriye bakmamızı engelleyen pişmanlıklar taşıyoruz.” Lise Meitner ve Otto Hahn, Almanya’da birlikte çalışmış bilim insanları, eski dostlar. 1946 yılında Otto Hahn, Kimya alanındaki Nobel Ödülü’nü almak üzere beklerken Lise Meitner yüzleşmek için ortaya çıkıyor. Ödül, gerçek olaylara dayanan bir kitap. Cyril Gély, Ödül’de Lise ve Otto’nun ödül sabahı hesaplaşmasını kurgulamış. O otelde geçirdikleri 3 saat içinde neler konuşmuş olabileceklerini okuyucuya sunmuş. Sadece aralarında geçen problemlerden değil. Bilim dünyasında kadının yerini, Nazi Almanya’sını, savaşın etkilerini de okuyoruz. Ödül, hakikat üzerine bir vicdan muhasebesi.
Ödül
ÖdülCyril Gely · Timaş Yayınları · 2020345 okunma
Reklam
656 syf.
8/10 puan verdi
·
8 günde okudu
İnsanın şu hayatta birçok umudunun olması güzel bir şey ama sadece umutları için yaşamak insanı bazen öyle noktalara taşıyor ki,insan bir süre sonra o umutlarının da esiri oluyor. Bu esirlik de insanları sahip olduklarından uzaklaştırıyor. Büyük Umutlar, umutlarının esiri olan Pip’in hikayesini anlatıyor.
Büyük Umutlar
Büyük UmutlarCharles Dickens · Can Yayınları · 201714,2bin okunma
208 syf.
10/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Fahrenheit 451: Kitap kağıdının tutuşup yanma sıcaklığı...Yazar kurguladığı distopik bir dünyada kitaba yani düşünceye ve üretmeye karşı olan totaliter bir rejimi ayrıntılı bir şekilde anlatmış. Her baskıcı rejim de olduğu gibi bu kitaptaki yöneticiler de özgür düşünceden (kitaptan) korktukları için onları ortadan kaldırmaya çalışıyorlar. Bu görevide itfaiyeciler üstleniyor. Kitabın ana karakteri Guy Montag, kendisi işini seven bir itfaiyeci ta ki yeni komşusuyla tanışıncaya kadar. Bence kitabın en etkileyici bölümü kesinlikle son kısmı. İnsanlardaki okuma alışkanlığını ve kitap sevgisini tetikleyecek türden bir kitap. Kitabın arka kapağında yazdığı gibi: “Yeryüzünde tek bir kitap kalacak olsa, o kitap olmaya aday.”
Fahrenheit 451
Fahrenheit 451Ray Bradbury · İthaki Yayınları · 202289,2bin okunma
508 syf.
9/10 puan verdi
·
18 günde okudu
“İki Şehrin Hikayesi” Charles Dickens'in 1800’lerin İngilteresi ve Fransız Devrimi Fransa’sından kesitler sunduğu bir başyapıttır. Roman boyunca zulüm ve merhamet, aşk ve nefret, iyilik ve kötülük, bencillik ve fedakârlık gibi zıtlıklar çarpıcı bir sekilde yansıtılmıştır. Özellikle, Fransa'da Devrim karşıtları olduğu iddia edildiği için tutuklanan aristokratların yargılandıkları süreçte, halkın değişkenlik gösteren halet-i ruhiyesi çok etkileyici bir şekilde tasvir edilmiştir. Ve özellikle kitapta beni Sydney Carton karakteri çok etkiledi. Kitabın tüm atmosferini değiştiren kişidir benim için. Karşılıksız bir aşk ancak bu kadar büyük olabilirdi. İki kişinin yaşadığı onlarca aşka karşın onun aşkı hepsinden büyüktü. Keyifle okudum. Tavsiye ederim.
İki Şehrin Hikâyesi
İki Şehrin HikâyesiCharles Dickens · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202258,6bin okunma
1724 syf.
9/10 puan verdi
·
55 günde okudu
Hepimizin duyduğu, konusunu az çok kısaltılmış versiyonlardan bildiği, insanların az çok fikir yürütebildiği Sefiller kitabını, eksiksiz, tam metin çevirisini bence herkes okumalı. O dönemin Avrupa’sını ve Fransız İhtilali’ni daha iyi anlatan bir eser yok bence. Yazar suçun sefalet yüzünden oluştuğunu, bireylere değil topluma yüklenmesi gerektiğinden bahsediyor ve alt sınıfların zenginlere karşı ayaklandığı özel tarihsel dönemi de muhteşem bir kurgu ile anlatıyor. Bence yazar, adalet herkesin vicdanındadır sözünden yola çıkarak eseri yazmış. Okurken vicdanınız dile gelecek ve sorularla zihninizi yoracak. Bu kitap sadece Fransa için değil tüm milletler için yazılmış. Evet, eser çok uzun insan bu kadarına gerek var mıydı diyor ama, ben kitabı bitirdikten sonra iyi ki yazmış dedim.
Sefiller (2 Cilt Takım)
Sefiller (2 Cilt Takım)Victor Hugo · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202187,2bin okunma
1008 syf.
9/10 puan verdi
·
36 günde okudu
Hümanist yazar Kurt Vonnegut’un dediği gibi : “Hayatta öğrenmek istediğiniz ne varsa hepsini Karamazov Kardeşler’de bulursunuz.” Dostoyevski bu kitapta sanki tüm insanları buluşturmuş.Kendini dine adayan fakat aynı zamanda yaratıcıyı sorgulayan, ateist ama tanrıyı arayan, bencil ama sevdikleri için kendinden vazgeçen, çocuk ama yaşlılara has bir olgunluk taşıyan, hırsız ama erdemleri olan birçok insan... Hiçbirine tek bir nitelik yakıştıramazsınız. Kitap bana göre felsefi, sosyolojik, psikolojik, ahlaki ve dini bir kılavuz. Karamazov ailesi, insalığa kuşbakışı bakmak gibi.Burada da Alyoşa inancı, İvan inançsızlığı, Dimitri dünyevi arzuları simgeliyor. Hayata, inanca, insana, adalete, suça, iyiliğe ve kötülüğe,yalana ve gerçeğe, gurura ve aileye dair her şeyi roman içinde romanla birbirine bu kadar uyumlamayı ancak Dostoyevski başarırdı.Okuduktan sonra aklınızda olacak tek soru, bir insanın nasıl böyle bir şaheser yaratabildiği olacak.
Karamazov Kardeşler
Karamazov KardeşlerFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202134,5bin okunma
318 syf.
9/10 puan verdi
·
10 günde okudu
Amin Maalouf, Semerkant'tı, İran'ın geçirdiği tarihi süreçte olan bitenleri kendi izlenimleriyle aktarıyor okuyucuya. Kitabın başlarında özellikle Selçuklu döneminden birçok şey anlatılıyor, dönemin nasıl yönetildiğinden, saray hayatından, sultanların yaşayış şekillerine kadar birçok şey ayrıntılı ber şekilde anlatılıyor. Dönemin ünlü isimleri Ömer Hayyam, Hasan Sabbah ve Nizamülmülk gibi ismiler karşımıza çıkıyor ve kitabın büyük bir kısmını içeriyor bu isimlerin başlarından geçen olaylar..Özellikle insanların ve ülkelerin çıkarları uğruna yaptıkları şeyler oldukça açık bir şekilde anlatılıyor. İran'ın yıllarca gördüğü muamele büyük bir şekilde eleştiriliyor ve geçmiş tarihe dayalı birçok olayı gözler önüne seriyor eser. Çok güzel bir kitaptı, herkese okumasını öneririm.
Semerkant
SemerkantAmin Maalouf · Yapı Kredi Yayınları · 202061,5bin okunma
Reklam
704 syf.
9/10 puan verdi
·
7 günde okudu
Suç ve Ceza’yı herhangi bir türe sokmak mümkün değil. Hem psikolojik hem felsefi hem polisiye hem gerilim hem de edebi bir roman. Rus edebiyatında dönemin öbür romanlarının tersine, bölüm bölüm ama ayrılmaz bir bütün halinde yazılmış. Her bir parçası da kendi içinde eşsiz, özgün karakterlerden, farklı temalardan ve Raskolnikov’un ruhsal süreçlerinden oluşuyor. Ayrıca her bir bölüm bir başkasıyla bağlantılı ve okuyanı merak içinde bırakan beklenmedik, dramatik sonları var. Dostoyevski’nin ustalıkla yaptığı bir başka şey ise, dramayı yükseltişi, ruh hali ve sahne betimlemeleri. Kitapta karakterler kurnaz ve rahatsız edici bireyler olarak olarak ortaya çıksalar da, en ham halleriyle gösteriliyor ve hiçbir şekilde okuru ürkütüp uzaklaştırmıyor. Dostoyevski sahneleri öyle bir duyarlılık ve maharetle anlatıyor ki, size öfkeyi, acımayı, gerginliği, şefkati ve hüznü, her duyguyu tattırıyor. Herkes mutlaka bu eseri okumalı!
Suç ve Ceza
Suç ve CezaFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022159,2bin okunma
688 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
Bir kurguda insan öncelikle kusursuzluk ister. Bunu akıcılık ve ve mantıklı olması izler. Son olarak o kurgunun insanı şaşırtmasını ve adeta büyülemesini ister. İşte “Büyücü” böyle bir kurguya sahip.Kitap bitince insan çarpılmışa dönüyor, elinde bir yığın soru kalıyor. Kitabın amacı da bu zaten, son vermek değil başlatmak, cevaplar vermek değil büyülemek..
Büyücü
BüyücüJohn Fowles · Ayrıntı Yayınları · 20242,176 okunma
520 syf.
10/10 puan verdi
·
33 günde okudu
Martin Eden
Kitaba başladığım andan itibaren kendimi yeni bir maceraya atmak üzere olduğumu anlamıştım. Martin'in macerasına... Martin'in hikayesi ilk başlarda sıradan bir seyirde ilerliyor. Ama kitabın sayfaları kendini okuttukça bu seyrin bu sıradanlıkta devam etmeyeceğini anlıyorsunuz. Kitabı bitirdikten sonra da 'Martin Eden kesinlikle sıradan biri değil.' diyeceksiniz. Martin'in hikayesinden çıkarılacak en önemli sonucun; bir insanın bir şeyi çok istediği takdirde bunu başarmak için, yılmaması gerektiğini, başarıya giden yolda mutlaka çileler çekeceğini ve eğer gerçekten istiyorsa başaramayacağı hiçbir şeyin olmayacağını anlaması olacaktır. Martin Eden'i okurken hiç sıkılmayacaksınız. Kendinize yeni bir arkadaş, yeni bir dost kazanmış olmanın mutluluğunu yaşayacaksınız. Sevinçleriyle sevinecek, heyecanını paylaşacak, yokluk çektiği zamanlarda onun adına üzülecek, kendini geliştirip bunun meyvelerini aldığında onunla gurur duyacaksınız.
Martin Eden
Martin EdenJack London · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202390,6bin okunma
460 syf.
10/10 puan verdi
·
7 günde okudu
Çernobil'i anlamak için çok iyi bir kitap, bazı yerlerini okurken çok duygulandım. Hastalıklarla boğuşan insanları ve çocukları okumanın yanı sıra o dönemki Sovyet hükümetinin izlediği politikaları, baskıcılığı ve 'Sovyet rüyası'nın nasıl çöktüğünü anlatması açısından önemli..
Çernobil Duası
Çernobil DuasıSvetlana Aleksiyeviç · Kafka Kitap · 20171,072 okunma
222 syf.
·
Puan vermedi
·
11 günde okudu
Kuyucaklı Yusuf
Bu güzel roman Sabahattin Ali'nin yayımlanan ilk romanıymış oysa biz onu belki de bi dönem çoğu kişinin yalnızca ismiyle dilden dile dolaştırıp çok okunanlara taşıdığı Kürk Mantolu Madonna ile tanıdık. Ben onu da çok sevdim tabii ama Kuyucaklı Yusuf benim için bir başka. Kitapta küçük yaşta annesi ve babasının eşkiyalarca öldürülmesi ve Yusuf'un bir kaymakam tarafından evlat edinilmesiyle başlar her şey. Yusuf yaşamının başından sonuna kadar hep dik duruşludur, güçlüdür. Güzel yüreklidir. Sever hem de çok güzel sever. Ama para bu ya. Burda da her şey onun başının altından çıkar, karıştırır, yıkar, üzer, düzen bozar, güzeli çirkin yapar. Sabahattin Ali o kadar güzel betimlemeler de bulunmuş ki Yusuf olmamak, onunla yaşamamak elde değil. Açıkçası kitabın içeriğinden bahsedip ipuçları vermek istemiyorum. Herkesin okumasını tavsiye ederim.
Kuyucaklı Yusuf
Kuyucaklı YusufSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2021173,9bin okunma