“Saat 6 dedi mi akşam oluyor, olur a...
İstinye doklarında bir işçi,
Demokrasiyi su gibi biliyor, bilir a...
Kiminde akıl fikir noksanlığı,
Kiminde fazlası var.
Mösyö Hırant’ın gözlüğü firenk altını,
O da öyle bulmuş geçiminin yolunu.
Kerim Usta keçilerini kaybetmiş.
Necati Beyin de felsefesi şu:
Armut piş, ağzıma düş.
Erkilet güzeli bağlar bozuyor.
Kaçamak Sulhiye’nin tadı başkadır.
O kömür gözleri olmasaydı keşke;
Mualla Hanım kötülüğe teşnedir.
Şair İlyas’ın evi tamtakır kuru bakır;
Ferhunde Hamfendinin evinde halayıklar;
Kenarın dilberi hüsnüne pek güvenme;
Yel üfürür, su götürür, engel olabilene aşkolsun;
Malum ya, alınyazısı var!”
“Günler sarmal bir yay gibi
bunu unutma
Bahar annemizin yemenisindeki solgun çiçektir
bunu unutma
Seni ben her yerinden öperim
bunu unutma
kadere inansaydım
sana inanırdım...”
“Giyecek çamaşır getirdim sana
adettir diye değil, sevdim diyedir
bağışla, eski biraz
bedenim uygundur diye bedenine
elimle yıkadım, ütüledim
elma ağacında kuruttum...”
“Ben içeri düştüğümden beri güneşin etrafında on kere döndü dünya
Ve aynı ihtirasla tekrar ediyorum yine
‘Onlar ki; toprakta karınca, suda balık, havada kuş kadar çokturlar.
Korkak, cesur, cahil ve çocukturlar,
Ve kahreden yaratan ki onlardır,
Şarkılarda yalnız onların maceraları vardır’
Ve gayrısı
Mesela, benim on sene yatmam
Laf’ı güzaf…“
"Her şey bitip tükendikten sonra her şeyin yeniden başlayabileceğine, biten bir yılın ardından yeni bir yıl geldiği gibi o uçmağa dönülebileceğine inanmak güç artık. Bir daha, bir daha ölüp, bir daha, bir daha, bir daha dirilebileceğine inanamıyor insan."
Adil olanın peşinden gidilmesi doğrudur, en güçlünün peşinden gidilmesi ise kaçınılmazdır. Gücü olmayan adalet acizdir; adaleti olmayan güç ise zalim. Gücü olmayan adalete mutlaka karşı çıkan olur, çünkü kötü insanlar her zaman vardır. Adaleti olmayan güç ise töhmet altında kalır. Demek ki adalet ile gücü bir araya getirmek gerek; bunu yapabilmek için de adil olanın güçlü, güçlü olanın ise adil olması gerekir.
Adalet tartışmaya açıktır. Güç ise ilk bakışta tartışılmaz biçimde anlaşılır. Bu nedenle gücü adalete veremedik, çünkü güç, adalete karşı çıkıp kendisinin adil olduğunu söylemişti. Haklı olanı güçlü kılamadığımız için de güçlü olanı haklı kıldık...
“Durmadan hiç olmamış bir sevginin peşinde koşarak aradığımız kendi yıkımımız. Sevginin tam da onu hiç alamayacağımız yerde olduğuna inanıyoruz. Bu şekilde, yaşamımızın ilk yıllarında yaşadığımız reddedilişi tekrar yaşıyoruz ve alabildiğimiz bir şey olmadığını kendimize sürekli kanıtlıyoruz. Her şeye rağmen gerçek sevgiyle karşılaşacak olursak da onu reddediyoruz, çünkü bu kadar yetersizken bizi kimsenin sevmeyeceğine inanıyoruz.”