Kendi eylemlerime güvenimi yitirmiştim. Sebatsız ve kararsızdım. Yaşım ilerledikçe, değersizliğimin kanıtı olarak önüme sürdüğün malzeme büyüyordu; gitgide bir bakıma gerçekten haklı çıkıyordun.
Tek önemli vakit vardır, içinde bulunduğumuz an. O an en önemli vakittir, çünkü sadece o zaman elimizden bir şey gelebilir. En önemli kişi, kiminle beraberseniz odur, zira hiç kimse bir başkasıyla bir daha görüşüp görüşmeyeceğini bilemez ve en önemli iş, iyilik yapmaktır. Çünkü insanın dünyaya gönderilmesinin tek sebebi budur.
Çünkü insan denen mahlukun en önemli niteliklerinden biri unutmaktı. İyiliği de kötülüğü de, acıyı da mutluluğu da, korkuyu da sevinci de unuturlardı. O yüzden aynı hataları tekrarlarlardı.
Çocuklarından nefret edenler sonsuza kadar nefretle anılacaktır. İster ölümlü olsun, ister ölümsüz, kendi soyuna ihanet edenler, ihanetin en korkuncuyla cezalandırılacaktır.
Bir başkasının onu nasıl sevebildiğini, sevmeye nasıl hakkı olduğunu bazen anlamıyorum, çünkü onu yalnızca ben o kadar yürekten ve o kadar fazla seviyorum ki, ondan başka ne bir şey tanıyor, ne bir şey biliyorum; ondan başka da bir şeyim yok zaten!
Tesadüf seni karşıma çıkarmasaydı, gene aynı şekilde, fakat her şeyden habersiz, yaşayıp gidecektim.Sen bana, dünyada başka türlü bir hayatın da mevcut olduğunu, benim de bir ruhum olduğunu öğrettin...