meltem

Olsa olsa gönlümden geçen "Rabbiml Kimsesiz olduğum bu şehirde Sen benim kimsem ol!" cümlesinin tecellisi idi. Öyle inanmıştım. Yatağıma uzandım. Şehirdeki ilk günümün bütün desenlerini zihnime nakşederken ağladım, ağladım, ağladım... Hüznüm ve sevincim yüreğimden, bedenimden, odadan, şehirden taşıyordu. Belki de bu yüzden İstanbul'u, hüzün ve sevincin birlikte yaşanması gereken bir şehir olarak düşünmüşümdür hep. Hani Haşim diyordu ya: “Melali anlamayan nesle aşina değiliz”
Sayfa 189
Reklam
Hani bülbül gülün açılışını görebilmek için gece boyunca gözlerini açık tutar, şevk ile beklermiş ya…
Sayfa 181
Bir peri sûret görünmüş bir hayâl olmuş sana…
Sayfa 176

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
İşte o demler imiş ki mehtaba çıkılırmış. Hatta zaman, işte o zamanlar imiş!.. Bir seyir ki, Haliç'teki donanma şenliklerine şairler medhiyeler okumuş; Sarayburnu'ndaki düğünlere Veysî'ler surname yazmış. Levnî'ler minyatür çizip Behzad'lar tezhiplemiş; gülyanaklı nev- niyaz sevgililer cumbalı yalılarda meltemlerle serinlemişler.
Sayfa 167
Reklam
7,1bin öğeden 46 ile 60 arasındakiler gösteriliyor.