Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Melike

Melike
@_melodram
1 okur puanı
Ekim 2023 tarihinde katıldı
Belki hayata dair hiçbir şey bilmiyordu ama Dorian'ın yitirdiği her şeye sahipti.
Reklam
Oysa işlediği tüm günahların cezasını anında çekseydi onun için çok daha iyi olurdu. Ceza çekmenin insanı arındırıp temizleyen bir yanı vardı. İnsanın hakkaniyetli bir Tanrı'ya ettiği dua "Günahlarımızı bağışla," değil de, "Yaptığımız kötülükler için bizi cezalandır," olmalıydı.
Fakat bir odada ya da gökyüzünde tamamen tesadüfen gözüne çarpan bir renk tonu, ya da bir zamanlar sevdiğin bir parfümün kokusu derinlerde gizli saklı anıları getirip önüne koyar. Çoktan unutulmuş bir şiirin aniden karşına çıkan bir dizesi, epeydir çalmadığın bir müziğin ezgisi; yaşamımız bu tür şeylere bağlıdır Dorian.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Olan biteni kafaya takıp uzun uzadıya düşünecek olsa ya hastalanacak ya da delirecekti Dorian; öyle hissediyordu. Öyle günahlar vardı ki hatırası işlemesinden daha çekiciydi; öyle zaferler vardı ki arzuları değil de kibri besleyip doyurur, duyulara verebileceği keyif ve tatmin duygusundan çok daha fazlasını zihne verirdi. Fakat bu, o tür günahlardan değildi; zihinden kazınıp atılması, afyonla uyuşturulması gereken günahlardandı. Kişi onu boğmazsa, o kişiyi boğardı.
İkisi de ne bir saat önceyi, ne de bir saat sonrayı düşünüyorlardı. Bütün hislerden ve düşüncelerden daha kuvvetli olan ve insanı hayatında ancak birkaç defa idaresi altına alan tabii ve hâkim bir duygu şimdi ikisini de avucunun içine almıştı. Bu anda etraflarındaki ağaçlar, karşılarındaki deniz kadar bu kuvvete tabiydiler. Bir tek üzüntüleri, bir tek istekleri yoktu. Hatta her istediğine nail olanların iç sıkıntısı da onlardan uzaktı. Saadetin bu kadar tamam ve mükemmel oluşu ikisini de şaşırtmış gibiydi. O kadar ki, birbirlerine söyleyecek tatlı sözler bile bulamıyorlar, sadece derin derin nefes alarak gülümsüyorlardı.
Sayfa 129Kitabı okudu
Reklam
Bazı akşamlar, bütün arkadaşları evlerine döndüğü zaman, o tek başına yıldızlı gökkubbenin altında taş basamaklara oturur ve o görkemli sessizliği dinlerdi. Bazende kocaman, dev bir istiridyenin içinde oturup yıldızlar âlemini dinliyormuş gibi olurdu. İşte o zaman hafif ama gizemli bir müzik yüreğine dolardı sanki.
Bazen o renkleri hiç görmemiş, o müziği hiç duymamış olmayı dilediği saatler bile oluyordu. Ama ona sorsalar, ölümü pahasına bile olsa yaşadığı olayları dünyada başka hiçbir şeye değişmezdi. Artık öğrendiği bir şey vardı: Başkalarıyla paylaşılmayan zenginlikler insanı mahvediyordu.
Sayfa 237Kitabı okudu
"Hayatım böyle geçip gidiyor," diye düşüncelere dalmıştı "Makas şakırtısı, sabun köpüğü ve gevezelik. Varlığımdan ne anlıyorum? Bir gün gelecek ve sanki hiç yaşamam gibi ölüp gideceğim."