Allahü teâlâ, sizi, zatınıza yakışmayan her şeyden korusun.
Kadın, mücevherlerinden çok dakikalarını hesaplayabildiği zaman önemli bir mesafeyi kat etmiş olacaktır Allah’ın izni ile.
Okur Takip Önerileri
Eşinizle kendinizi karı koca olarak görmeyin. Birbirinizi cennet vizesi olarak görün. Hata biriktirme meylinde olmayın. Affedin gitsin ki Allah da sizi affedip gitsin. Birbirinizin ailesine ziyadesiyle hürmetkâr olun.
Bir kimsenin iyi Müslüman olduğu, lüzumlu şeylerle uğraşıp faidesiz şeylerden uzaklaşması ile belli olur buyuruldu. Bunun için zamanları kıymetlendirmek lazımdır.
Eş adayları evlerinin iki özelliğini görüşmelidirler. Birinci olarak kütüphane gibi kullanılacak ve kitaba engel olan TV ve benzeri ne varsa ondan uzak kalınacak bir ev. İkinicisi de çocuk parkı gibi kullanılacak bir evdir. Çok çocuk ve çocuklar için eğitim merkezi durumunda ev tasarlanmalıdır.
Erkek, hanımına bakarken onu, Allah’ın adı ile alınmış bir emanet olarak görür. Kadın da erkeğe bakarken, onu Allah’ın kefaleti ile iffetini teslim ettiği kişi olarak görür.
Çabuk biten bu zamanda, Allahü teâlâyı hatırlayarak, mânevi hastalığa ilaç yapmak en büyük vazife olmalıdır. Allah’tan başkasına düşkün olan bir gönülden hiç hayr umulur mu?
Sevgili Peygamberimiz (sav) dünyada elde edilmesi için gayret gösterilmeye değer bulduğu kıymetleri;
“Şükreden bir gönül, zikreden bir dil ve ahiret işlerinde kocasına yardımcı olan dindar hanım.” olarak bildirmiştir.
Eşi, kişi için göz aydınlığıdır.
“Rabbimiz! Bize göz aydınlığı olacak eşler ve çocuklar ver” (Furkan74) Göz aydınlığı diye nitelenenler öncelikle dindar eşlerdir. Huy güzelliği ‘dindarlık’ ile desteklenmesi halinde, sürekli mutluluk sebebi olur. Bu da göz aydınlığının kendisidir.
Yani, göz bir nimetse, onun şükrü Allah’ın haram kıldıklarına bakmamaktadır. Kulak nimetinin şükrü, haram seslere sağır olmaktadır. Dilin şükrü fesada, boş laflara, gıybete ses olmamaktadır.
Çünkü nimet, Allah’ın verdiği şekliyle kula faydalıdır ve nimet karşısında kulun hissesine düşen yalnızca rıza ve şükür makamında durmaktır.
Lakin güçlü insanlar duygularını inkar etmiş ya da baskılamış kişiler değil, aksine, duygularını yaşayıp bunlardan daha güçlü bir şekilde çıkabilmeyi başarmış kişilerdir.
Bu nedenle, tartıştığınız zaman kalplerinizin arasına mesafe girmesine izin vermeyin. Aranıza mesafe koyacak cümlelerden uzak durun. Aksi takdirde, mesafenin arttığı öyle bir gün gelir ki, geriye dönüp birbirinize yakınlaşacak yolu bulamayabilirsiniz.
Kur’an her anımızda, her darda kaldığımızda, her sorumuzda danıştığımız “hayat kitabımız” olsun.