Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

s

96 syf.
8/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Çinli Bir Köylü Çocuğunun Dönüşümünden Çin'in Değişimine...
Öykünün girişi Mo Yan'ın bu kitabı neden ve nasıl yazmaya başladığını açıklamasıyla başlıyor. Bu yazıya bir yayınevinin editörünün Çin'in geçmişten günümüze yaşadığı değişimi kaleme alıp alamayacağını sormasıyla başladığını dile getiriyor. Hatta ilk başta bu konu oldukça karmaşık ve zor olacağı için bu girişimin altından kalkamayacağını
Değişim
DeğişimMo Yan · Can Yayınları · 20161,083 okunma
Reklam
200 syf.
7/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Bir kadının kendini bulma hikayesi
Uzun zamandır kitaplığımda olan ve okumayı çok merak ettiğim bir kitaptı Uyanış. Özellikle yazarın kitapla dönemin feminist vuruşlarından birini yaptığını ve çok fazla tartışıldığını okumuştum. Bu yüzden ekstra merak ederek aldım elime, biraz da beklentiye girdim açıkçası. Çünkü feminizm ve kadın anlatan kitapları hep başka bir merakla ve
Uyanış
UyanışKate Chopin · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20193,037 okunma
·
Puan vermedi
Yaklaşık 70 sayfalık bir okumadan sonra hiç istemesem de üzülerek yarım bırakıyorum kitabı, maalesef hiç içine çekmedi beni hikâye. 70 sayfalık okuma sonrasında da çekmediyse demek ki sevmemişimdir diyerek vazgeçiyorum. Hikâye Polonya'nın soğuk bir kış gününde bir köyünde geçiyor. Kışın köyde yaşayan 3 sakinden biri ölü bulunuyor evinde ve böylece hikâye ilerliyor. Dediğim gibi beni içine çekmedi, özellikle yazar ödüllü bir yazar olduğu ve çok sevdiğim birkaç arkadaşımdan öneri olarak duyduğum için çok büyük beklentiyle başlamıştım okumaya ama yolculuğumuzu burda bitiriyorum. :)
Sür Pulluğunu Ölülerin Kemikleri Üzerinde
Sür Pulluğunu Ölülerin Kemikleri ÜzerindeOlga Tokarczuk · Timaş Yayınları · 20201,862 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
88 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
17 saatte okudu
Bütün kırık kanatları güçlendir
Uzun zamandır beni bu kadar içine çeken, okurken çok hüzünlendiğim ve hatta mola verip ağladığım bir kitap olmamıştı. Halil Cibran okumaya yeni başladım. İyi ki de bu yaşıma denk gelmiş bu karşılaşma da onun kalemini özümseyebilmişim diye avutuyorum kendimi. Kitaba gelecek olursak bir aşk hikayesi anlatıyor bize ancak öyle bir aşk hikayesi ki bu aynı zamanda Doğu'nun kadınını, dinin insanlar üzerinde yarattığı o sarsılmaz etkiyi iliklerimize kadar hissediyoruz bu aşkın içinde. Annesini küçük yaşta kaybedip yörenin zenginlerinden olan babasıyla yaşayan Selma'nın, kitabın anlatıcısı ve muhtemelen de yaşayanı olan Halil Cibran ile tanışmasıyla başlayan aşk hikayesinin başladığı gün de imkansız hale gelmesiyle kitap boyunca kavuşamayan ama aslında hiç de ayrılmayan iki ruh okuyoruz. Cibran'ın kalemini Ermiş'i okuduğumda da çok sevmiştim. Yine çok sevdim. Pastoral betimlemeleri, bakış açısı beni aldı bambaşka boyutlara götürdü. Hüzünlü ama bir o kadar da tatmin edici bir okuma oldu benim için. Ve son olarak Selma'nın içime işleyen duasıyla bitirmek istiyorum bu yazıyı: "Acı bana Tanrım, bütün kırık kanatları güçlendir."
Kırık Kanatlar
Kırık KanatlarHalil Cibran · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20189,6bin okunma
128 syf.
9/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Ayfer Tunç; kalemini, bakış açısını ve zihnini çok sevdiğim bir yazar. Bu yüzden kitaba başlarken de beğeneceğimi bilerek bir ön yargıyla başladım. Keza öyle de oldu. Kitap inanılmaz akıcı bir dilde yazılmış. İki farklı kişinin günlüğünden oluşuyor. Sol tarafta kalan çift sayılı sayfalar erkek karakterimize, sağ tarafta kalan tek sayılı sayfalar ise kadın karakterimize ait. Bunu bilmeden okumaya başlayınca bir an kitapta baskı hatası mı var neden arka sayfaya atlıyor diye sorgulamaya başlıyor insan, birkaç sayfa ilerleyince de olay anlaşılıyor. Önce bir karakterin günlüğünü baştan sona okuyup sonra diğerine geçebilirsiniz veya her günü önce bir karakterden sonra diğer karakterden okuyabilirsiniz. Ben aynı gün tarihini önce erkek karakterden sonra kadın karakterden okumayı tercih ettim. Çok da keyifli bir deneyim oldu, tavsiye ederim. Kitaplarında özellikle yaşadığımız hayatları sorgulatması yönünden Ayfer Tunç'u çok seviyorum. Yarattığı her karakterle bağ kurup empati yapabiliyorum. Bu da karakterlerin içime işlemesine ve kitabı daha çok özümseyebilmeme neden oluyor. Her metininde mutlaka insanı özüne döndürecek, yaşamından ve aldığı/alabileceği kararlardan kesitler sunacak diyaloglar ve olaylar oluyor. Benim için oldukça keyifli bir okumaydı.
Suzan Defter
Suzan DefterAyfer Tunç · Can Yayınları · 202213bin okunma
Reklam
344 syf.
10/10 puan verdi
·
57 günde okudu
Ursula'nın şaheserlerinden biri Mülksüzler. Benim için uzun süren ve aralıklarla sürekli bölünen bir okuma deneyimi oldu. Ancak tüm bu uzun okuma sürecine rağmen kitabı her elime aldığımda hiç sıkılmadan soluksuz okudum. Kitabın konusuna gelecek olursak başından sonuna dek Ursula'nın yaratmış olduğu bambaşka bir evrene konuk oluyoruz.
Mülksüzler
MülksüzlerUrsula K. Le Guin · Metis Yayınları · 202112,4bin okunma
128 syf.
10/10 puan verdi
·
16 günde okudu
Fotoğrafçılığa Yeni Başlayanlar İçin Rehber
Benim gibi fotoğraf çekmekten büyük haz duyan ancak temel fotoğrafçılık bilgisi dahil bu konuda hiçbir bilgisi olmayan kişiler için başlangıçta okunabilecek en güzel kitaplardan biri diyebiliriz. Kitap; kompozisyon, pozlama, ışık, objektifler ve görmek olarak başlıca beş bölümden oluşuyor. Sürekli duyduğumuz ancak biz konuyla ilgili bilgisi olmayanlar için oldukça karmaşık olan diyafram, enstantane ve ISO gibi kavramlar da olabildiğince anlaşılır ve basit bir dilde açıklanmış. Ayrıca açıklanan her kavramın anlaşılmasını sağlamak için verilen bilginin yan sayfasında ünlü fotoğrafçılara ait olan fotoğraflar kullanılmış. Bu da öğrendiğiniz her bir bilgiyi fotoğraf üzerinden görerek hem fotoğrafın yorumlanmasını hem de bu yorumlanmada kullanılan bilgileri anlamanıza yardımcı oluyor. Özellikle bu yönüyle kitabı çok beğendiğimi söyleyebilirim. Sizi karmaşık teknik bilgiyle boğmak yerine işinize yarayacak, çıkıp sokakta hızlıca kullanabileceğiniz pratik bilgilerle muhatap ediyor. Özellikle fotoğraf çekmeyi seven ve bu işi profesyonel bir iş olmaktan ziyade hobi olarak yapmak isteyen ancak karmaşık fotoğraf bilgileri arasında işine yarayacak kısa ve net bilgiyi bulamayan arkadaşlarım varsa şiddetle tavsiye ederim. Yani kısacası bu kitap yeni başlayanlar için rehber niteliğinde bir başlangıç kitabı olmuş. Benim için oldukça verimli bir okuma oldu.
İyi Fotoğraflar Çekmek İçin Bu Kitabı Okuyun
İyi Fotoğraflar Çekmek İçin Bu Kitabı OkuyunHenry Carroll · Remzi Kitabevi · 201566 okunma
87 syf.
8/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Birkaç ay üst üste yabancı edebiyat okuyunca içime bir yerli edebiyat özlemi yerleşiyor. Bu yüzden canımız ciğerimiz yerli yazarlarımız bana her zaman iyi geliyor. Onlarla soluklanıyorum; özümde, evimde hissediyorum. Hele ki bu yazarlar benim yeni keşfettiğim ve çok çok sevdiğim yazarlar oluyorsa yeni bir hazine bulmuşçasına seviniyorum. Sevgili Semih Öztürk de 2023 yılının bana kazandırdığı ilk yerli yazar oldu. Telaş Bandosu 87 sayfalık kısacık içinde 8 öykü barındıran bir öykü kitabı. Her bir öykü farklı bir karakterin yaşamından bir kesit sunuyor bize. Bazen kendinizle konuşuyormuş gibi hissediyorsunuz bu öykülerde, bazen kalbiniz o kadar ısınıyor ki kalkıp sarılmak istiyorsunuz karakterlere. Her bir öykü hem birbirinden bağımsız hem de birkaç küçük ayrıntıyla birbirine bağlanmış. Bu ayrıntı da ayrıca hoşuma gitti. Yazarın dili de oldukça akıcı, diğer metinlerini de merakla okuyacağımı söyleyebilirim. Özellikle Şuayip, İstasyon ve kitaba da ismini veren Telaş Bandosu öyküleri favorilerimden oldu.
Telaş Bandosu
Telaş BandosuSemih Öztürk · İletişim Yayıncılık · 0181 okunma
72 syf.
7/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Fransız yazar Annie Ernaux ile 2022 yılında aldığı Nobel Edebiyat Ödülü sayesinde tanıştım. Kendisinden okuduğum ilk kitap da Babamın Yeri oldu. Yazar, kitapta otobiyografik bir anlatım sunuyor. Babasının çocukluğundan itibaren yaşadığı hayatı, ait olduğu sosyal sınıf içindeki yerini irdeleyerek hem içeriden hem de dışarıdan bir göz olarak yorumluyor. Bir çocuğun büyüdükçe babasıyla olan ilişkisinin değişimini ve babasına olan bakış açısının farklılaşmasını da okuyoruz diyebiliriz. Ailesini anlatışı bana Fournier'i çağrıştırdı. Ancak aralarındaki en büyük fark, Fournier yazılarında daha duygusal bir bakış açısı kullanırken Ernaux olayları duygudan ziyade toplumsal ve sınıfsal boyutlarla açıklıyor. Bayılarak okuduğum bir kitap değildi ancak okunabilir bir kitap oldu benim için.
Babamın Yeri
Babamın YeriAnnie Ernaux · Can Yayınları · 20222,304 okunma
72 syf.
8/10 puan verdi
·
6 saatte okudu
Çin'de uygulanan tek çocuk yasasına rağmen bir kadının 10 çocuğu olabilir mi? Gerçek ve hayalin bir araya karıştığı 10 farklı çocuğun hikayesini dinliyoruz Bayan Ming'den. Anlatıcı olan yazarımız yer yer kendi hayatıyla ve seçimleriyle ilişkilendirerek aile kurmak, baba olmak üzerine olan düşüncelerini Bayan Ming ile tanıştıktan sonra daha çok sorguluyor. Herbir çocuğunun hayatını anlatırken yaşama dair farklı bir şey öğretiyor aslında Bayan Ming. Çin'in kültürel yapısından, uygulanan tek çocuk yasasının getiri ve götürülerinden bahsedilen, yer yer Konfüçyüs ve öğretilerine değinen 70 sayfalık dopdulu bir kitap olmuş. Hiç sıkılmadan, içinde geçen cümlelerde derin anlamlar yakalayabileceğiniz ve sizi tatmin edebilecek edebi değere sahip bir kitap olduğunu düşünüyorum. Mutlaka tavsiye ederim.
Bayan Ming'in Hiç Olmayan On Çocuğu
Bayan Ming'in Hiç Olmayan On ÇocuğuEric Emmanuel Schmitt · Doğan Kitap · 20202,027 okunma
Reklam
129 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 saatte okudu
Bu Hikâye Senin Dışında Osman!
Hepimizin, hayatına gelip geçen ve giden bir Osman'ı olmuştur mutlaka. Bu yüzden her okurun Osman'a yazılmış bu mektuplarda kendisinden parçalar bulacağına eminim. Her sayfadan alıntı yapmak istediğim, her cümlesinde kendimi bulabildiğim bir okuma oldu benim için. Aylin Balboa, Osman adını verdiği eski sevgilisiyle vedalaşıyor bu kitabında. Onunla vedalaşırken kendisini buluyor, sarıp sarmalıyor zamanla ruhunu ve kitabın sonunda Osmanla tam anlamıyla vedalaşıyor. Özellikle, 'ayrılık sürecinde olsaydım bu kitap bana çok iyi gelirdi' dedim, belki benim için doğru vakit değildi kitabı elime aldığım zaman. Eminim bir ayrılık sürecindeyken okusaydım kendisini, 10/10'luk bir puan alırdı benden. Yaralarımı sarmama yardımcı olurdu. Kendimi yalnız hissetmez, Aylin Balboa ile çok yakın arkadaş olurdum. Gerçi şu anda okurken de öyle hissettim o ayrı. Sadece o zaman daha çok ihtiyacım olurdu buna. Okurken kendinizi Aylin Balboa ile oturmuş sohbet ederken "ya evet aynısını yaşadım ve düşündüm" derken bulabilirsiniz. Hâlâ kendisiyle tanışmamış olanlar varsa kocaman bir şansı hakediyor!
Bu Hikaye Senden Uzun Osman
Bu Hikaye Senden Uzun OsmanAylin Balboa · İletişim Yayıncılık · 20224,152 okunma
116 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
"Artık dulum. 12 Kasım günü Slvie öldü. Çok üzücü. Bu sene indirimli satışlara birlikte gidemeyeceğiz." Bu cümlelerle başlıyor Dul, yazar Jean Louis Fournier eşini kaybettikten sonra yaşadıklarını, acısını yine eşine anlatıyor. Kitap o kadar normal bir seyirde ilerliyor ki, her cümlede yazarla beraber dul kalmış oluyorsunuz, onun yalnızlığını en derinden hissediyorsunuz. Uzun zamandır beni bu kadar etkileyen bir kitap okumamıştım. 40 yıllık bir evlilik dile kolay... Her şeyi birlikte yapmış, her şeyden önce arkadaş olabilmeyi başarmış bir çiftin hikayesi bu aslında. Hal böyle olunca da ölüm bile yazarımızı eşinden ayıramamış onunla yaşamaya, onu yazmaya devam etmiş. Yazarın anlatım dilini ve biçimini de ayrıca çok beğendim. Diğer kitaplarını en kısa sürede edineceğim. Kesinlikle tavsiye ederim okumanızı, çok çok beğendim.
Dul
DulJean-Louis Fournier · Yapı Kredi Yayınları · 20133,985 okunma
360 syf.
7/10 puan verdi
·
12 günde okudu
Afrika Edebiyatından okuduğum ilk kitap Yalnız Ağaçların Şarkısı oldu. Kitapta birbirini hiç tanımayan 2 kız kardeşin hayatını ve nesiller boyunca devam eden kuşaklarının hayatlarını kişiler üzerinden bölümler halinde ele alıyor. Afrika'nın sahip olduğu dini inançlarla, kültürleri, İngilizlerin asırlar boyunca sürdürdükleri insan tüccarlığını ve sömürgeciliği, sonrasında ise Amerikaya uzanan yolculukta karakterlerin yaşadıkları ırkçılığı en temel kaynaktan, Ganalı bir yazar olan Yaa Gyasi'den okuyoruz. Kitabın başında bizi bir soyağacı karşılıyor. Bu sayede, karakterlerin önceki okuduğumuz karakterle olan bağını hatırlamamız gerektiğinde başvurabileceğimiz hızlı bir hatırlatma sağlıyor. Ben genel olarak kitabı beğendim. Farklı bir kültürü okumak, her zaman uzaktan tanık olduğumuz siyah-beyaz ayrımına bir siyahın kaleminden tanık olmak beni çok etkiledi. Benim için hüzünlü ancak bir o kadar da verimli bir okuma oldu. Tavsiye ederim.
Yalnız Ağaçların Şarkısı
Yalnız Ağaçların ŞarkısıYaa Gyasi · Pegasus Yayınları · 2018106 okunma
88 syf.
8/10 puan verdi
·
11 saatte okudu
İçimizden birinin hikâyesi Aziz Bey...
Aziz Bey Hadisesi benim Ayfer Tunç ile tanışma kitabım oldu. Yazar, Türk aile yapısını çok iyi gözlemlemiş ve bu gözlemlerini ustalıkla dile getirmiş. Yazı dilini, anlatım biçimini çok beğendim. Kendisinin diğer kitaplarını da merakla ve büyük bir istekle okuyacağımı söylemek isterim. Arka kapakta dediği gibi; "Aziz Bey, Tunç'un insan
Aziz Bey Hadisesi
Aziz Bey HadisesiAyfer Tunç · Can Yayınları · 202210,4bin okunma
404 syf.
9/10 puan verdi
·
4 günde okudu
II. Dünya Savaşı'nda Doğu Cephesini; oluşturduğu yayılmacı politikayla Hitler, Sovyetler Birliğine savaş açarak oluşturuyor. Savaşın esas çocuğu olarak Amerika görülse de en çok kaybı Sovyetler veriyor 20 küsür milyon ölüyle. Sovyet ordusu o kadar çok insan kaybediyor ki, kadın çocuk demeden herkes Kurtuluş Savaşı'na katılmaya gönüllü oluyor. Kitap da savaşa katılmış kadın askerlerle yapılan röportajlardan oluşuyor ve bize savaşın hiç görünmeyen arka planını kadınların gözünden aktarıyor. Öncelikle kitabın oldukça akıcı olduğunu, sık sık anlatıcı değiştiği için her zaman kısa kısa anılardan, olay örgüsünden bahsedilerek dinamik tutulduğunu ve sizi sıkmayacağını söyleyebilirim. Kadının yaşamdaki, savaştaki ve ölümdeki yeri çok güzel aktarılmış. Her bir kadının hikayesini buna nasıl dayanmış, ne kadar güçlüymüş diyerek okudum. Merhametine hayran olduklarım oldu, aşklarına hayran olduklarım oldu, ideolojilerine olan tutkularına hayran olduklarım oldu. Kitap bende hem derin izler bıraktı hem de sevgi, aşk, merhamet, vatan sevgisi gibi kavramları derinden hissetmemi sağladı. Savaşın soğuk gerçekliği ise kitap boyunca peşimi hiç bırakmadı. Kesinlikle tavsiyemdir!
Kadın Yok Savaşın Yüzünde
Kadın Yok Savaşın YüzündeSvetlana Aleksiyeviç · Kafka Yayınları · 20161,056 okunma
284 syf.
9/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Anne Frank, II. Dünya Savaşı sırasında Hollanda'da yaşayan Yahudi bir ailenin küçük kızı. Savaş sırasında 2 yılını ailesiyle beraber gizlenerek geçiriyor. Kitap Anne'nin bu süre zarfında günlük gibi tuttuğu Hatıra Defteri'nden oluşuyor. Okurken Anne ile birlikte kendinizi o Gizli Bölme'de sıkışmış, saklanırken buluyorsunuz. Yaşadıklarını ve duygularını o kadar iyi yansıtmış ki; bu cümleleri 14 yaşında bir kızın kurmuş olduğuna inanamıyorsunuz. Her an yakalanıp bir toplama kampına götürülme korkusuyla yaşayan bu insanların tüm bu olumsuz şartlara rağmen yine de sürekli kitap okuyor oluşu, dil çalışıyor, matematik çalışıyor olması beni o kadar etkiledi ki; ben olsaydım, biz olsaydık yapabilir miydik bunu diye düşünmekten kendimi alıkoyamadım. En ufak olumsuzlukta rutinlerimi bozup dil çalışmayı veya okumayı aksattığım için kendime kızdım. Anne Frank sadece savaşın gerçekliğiyle yüzleşmemi değil, yaşama tutunmanın ve azmin ne olduğuyla ilgili de beni sirkeledi diyebilirim. Benim için çok hüzünlü ve farkındalıkla dolu bir okuma oldu. Kesinlikle tavsiyemdir.
Anne Frank'ın Hatıra Defteri
Anne Frank'ın Hatıra DefteriAnne Frank · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20177,6bin okunma
Reklam
202 syf.
·
Puan vermedi
·
10 günde okudu
Şair, matematikçi, astronom, filozof... Ne ararsanız var, döneminin en iyilerinden müthiş bir deha. Şimdiye kadar sadece matematiğe kazandırdıklarıyla ilgilenme fırsatım olmuştu. Rubailerini okuduktan sonra ise yaptığı her işi nasıl bu kadar iyi yapabildiğine ve nasıl bu kadar fazla alanda bu denli başarılı olabildiğine inanamadım. Hayran oldum. Hayyam rubailerinde çağının çok çok üzerine çıkıyor. Önce sorguluyor sonra kabul ediyor. Ölümü, yaşamı o kadar güzel ayrımlarla betimliyor ki bir an kendinizi ben ne yaşıyorum, hayatım nereye gidiyor derken buluyorsunuz. Yönetime ve işleyişe olan eleştirileri, dokundurmaları ise aradan 1000 yıl geçse de bazı şeyler hiç değişmemiş demenize sebep oluyor. Henüz okumayanlarınız varsa ertelememenizi öneririm.
Dörtlükler
DörtlüklerÖmer Hayyam · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202122,4bin okunma
128 syf.
7/10 puan verdi
·
33 saatte okudu
Açıkça görünen olaylar bile aslında göründüğü gibi olmayabilir mi? Suçlu sandığımız kişileri neye göre, kime göre, hangi ölçütleri baz alarak suçluyoruz? Adalet her zaman doğruyu mu savunur? Şeytanın Çırağı, Japon Edebiyatı'ndan okuduğum ilk kitap oldu. Kitap 2 adet polisiye hikayeden oluşuyor. İlk hikayemiz suçlanan karakterimizin hakime yazdığı bir mektup iken, ikinci hikâye ise herkesin suçlu bulduğu, kendisinin bile suçunu itiraf ettiği bir sanığı savunan avukatın ağzından anlatılıyor. Oldukça sürükleyici ve akıcı bir dilde yazılmış ve ayrıca çeviriyi de çok beğendiğimi söyleyebilirim. İthakiyi bu konuda oldukça başarılı buluyorum. Tavsiye ederim.
Şeytanın Çırağı
Şeytanın ÇırağıShiro Hamao · İthaki Yayınları · 20216,5bin okunma
80 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
22 saatte okudu
Zweig kitaplarında karakter analizlerini o kadar iyi yapıyor ki, Korku da beni bu noktada şaşırtmadı. Kitap; burjuva sınıfına ait evli bir kadının hayatının 'problemsiz' oluşundan sıkılıp eşini aldatması ve sonrasında bunun açığa çıkma korkusuyla yaşadıklarını anlatıyor. Karakterin içine dönüşü; hayatını, eşine olan sevgisini, çocuklarıyla olan bağını sorguladığı anlarda ise okuma keyfim katlanarak arttı. Elindeki hiçbir şeyin değerini bilmeden yaşayan ve hatta bunlardan sıkılan karakterimiz kaybetme korkusuyla dönüp yaşamına baktığında aslında ne kadar güzel bir hayatı olduğunu, neden eşini aldatma ihtiyacı duyduğunu sorguluyor. Tavsiye edilir!
Korku
KorkuStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Yayınları · 2022103,1bin okunma
188 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Bayıldım!
Kaçımız gerçekten istediği hayatı yaşayabiliyor? Ya da yaşam çizgimiz bizi gerçekten bir yere yönlendiriyor mu? Başımıza gelen her şey bir başka olayın gelişmesini sağlıyorsa ve her şey bir nedensellik etrafında dönüyorsa çok fazla ciddiye almıyor muyuz hayatı? Simyacı bana bütün yaşamımı sorgulamayı ve olaylara baş karakterimiz, kendi kişisel yaşam öyküsünü arayan Santiago'nun gözüyle bakabilmemi sağladı. Yazar o kadar güzel, sade bir dille anlatmış ki Santiago'nun yolculuğunu; Evren'in Ruhu'nu göremediğim ve yaşamın zorluğundan dert yandığım bu günlerde ilaç gibi geldi bana. Bir şeyi gerçekten tüm kalbinle istiyorsan Evren bunu bir şekilde sana verir teması ise aklıma "Kendini Gerçekleştiren Kehaneti " getirdi. Kehanete göre, bir şeyi ne kadar çok istersek, bilinçli veya bilinçsiz o şeyin gerçekleşmesi için bir sürü adım atarız ve en sonunda inandığımız ve istediğimiz şeyi elde ederiz. Şimdiye kadar neden okumamışım diye kendime kızdığım bir okuma oldu. Hala okumayanlarınız kaldıysa şiddetle tavsiye ederim.
Simyacı
SimyacıPaulo Coelho · Can Yayınları · 2023207,3bin okunma
80 syf.
7/10 puan verdi
·
2 saatte okudu
İrlanda kırsalında geçen, aile olmak ve sevgi kavramlarına bir çocuğun gözünden bakmamızı sağlayan, bir solukta okunabilecek bir kitap Emanet Çocuk. Küçük karakterimiz durumu iyi olmayan çok çocuklu bir aileye sahip ve birkaç aylığına çocuğu olmayan bir çiftin yanında misafir oluyor. Bu misafirlikte yaşadıklarını ise onun gözünden okuyoruz. Ben çok büyük beklentiyle okumaya başladım kitabı belki de bu yüzden beklentimin altında kaldı ancak yine de sevdim. Okumak isteyenler için fazla beklentiye girmeden okumalarını tavsiye ederim.
Emanet Çocuk
Emanet ÇocukClaire Keegan · Jaguar Kitap · 20212,398 okunma
114 syf.
10/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Hiçbir kahkaha bu kadar etkileyici olmamıştı!
Uzun zamandır okumak istediğim ama sürekli ertelediğim, ya zaten bir oturuşta bitiririm dediğim ama beni daha ilk sayfasından dumura uğratan Kör Baykuş'u okudum sonunda. Kitap için ne söylesem bana hissettirdiği duyguları açıklamakta zorlanacağım sanırım. Yazar zaman kavramından o kadar bağımsız kaleme almış ki eserini, ben şimdi neredeyim ne okuyorum derken buluyorsunuz kendinizi. Tüm bu profesyonelliğin ötesinde beni en çok etkiyen şeylerden biri de kokular üzerinden yaptığı betimlemeler ve his aktarımı oldu. Kendinizi yazarla beraber o kokuların arasında, odasının duvarının köşesinde buluyorsunuz. Uzun zamandır beni böylesine içine çeken ve her cümlesinde derin anlam denizinde kaybolduğum bir kitap olmamıştı. Ben çok sevdim!
Kör Baykuş
Kör BaykuşSadık Hidayet · Kırmızı Yayınları · 201528,3bin okunma
Reklam
211 syf.
7/10 puan verdi
·
10 günde okudu
Kırmızı Saçlı Kadın'da Kral Oidipus ve Rüstem ile Sührab efsaneleri üzerinden baba-oğul ilişkisi içerisindeki sevgi-özlem-nefret duyguları işlenmiş. Kitabın ortalarına doğru bir aydınlanma yaşadım ve Eğitim Psikolojisi üzerine aldığımız derslerde gördüğümüz Freud'un "Oidipus Karmaşası" beynimde şimşek gibi çaktı. Oidipus Kompleksi'nin literatürde kısaca 3-6 yaş aralığındaki erkek çocuklarının anneye aşık olup babayı kıskanması, nefret etmesi ve onun yerine geçmek istemesi şeklinde tanımlanıyor. Freud'un, Kral Oidipus'tan esinlenerek bu olayı isimlendirdiğini bilmiyordum ve kitabı okurken bunu keşfetmiş olmak beni inanılmaz heyecanlandırdı. Bir kez daha Freud'un zekasına ve dehasına hayran kaldım. Kitaba gelirsek; efsaneler üzerinden oluşturduğu alt yapıyı ben beğendim. Ancak bu efsaneler bana kitabın sonunu tahmin edilebilir kıldı diyebilirim. Bu yüzden olay örgüsü benim için sürpriz olmadı. Ana karakterimiz yaşadığı bir olayla beraber içini kuşkuyla kaplayan bir yaşama başlıyor ve bu kuşku hayatını ele geçirerek bütün yaşamını etkiliyor. "Neye inanırsak onu yaşarız" mottosu kitabın sonunda düşündüğüm ilk şey oldu.
Kırmızı Saçlı Kadın
Kırmızı Saçlı KadınOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 201950,4bin okunma