Baş komiser Yeliz Türk asıllı olup Berlin'de doğmuş büyümüş birisidir. Yardımcısı Tobias ile de birlikte mitolojik sırlarla dolu ve ucu Neo-nazilere dayanan bir cinayetle karşı karşıya gelirler. Cinayete ilk bakıldığında tamamen Uranos-Kronos ve Zeus'un günümüzleştirilmiş cinayetinin işlenildiğini fark ederler. Fakat maktülün geçmişinde Neo-nazilerle alakalı çatışmaları da olmuştur. Bunlar polislerin kafasını iyice karıştırır. Fakat olayları peş peşe takip ettiklerinde sırlar birer birer çözülür ve katil hiç beklenmedik birisi çıkar.
Bence kitap özellikle tarih ve cinayete ilgisi olanlar için baş yapıt olabilecek bir yapıda olmuş. Okurken bir kere bile sıkıldığımı hatırlamıyorum, her sayfasında beni kendisine çekti. Mitolojik kısımlar çok büyüleyiciydi, okuduğum esnada beni çok düşündürdü çünkü kafamda sürekli ''Acaba bu kısımlar Zeus'a mı yoksa Adolf Hitler'e mi daha uygun?'' diye düşünüp durdum. Yunan Mitolojisi ve Neo-Nazilerin bu kadar ortak noktası olup güzelce harmanlanabileceğini bu kitap sayesinde fark ettim. Verdiği sosyal mesajlar ise inanılmazdı. Özellikle en önemlilerinden birisi Almanya'da yaşayan Türklerin maruz kaldığı ırkçılığa değinilmesiydi.
Ayrıca benim için çok özel bir kitap olacak çünkü ilk defa bir Ahmet Ümit kitabında katilin açık verdiği kısmı gerçekten fark edebildim.
Gerçekten bu tarz konularda ilgisi olanlar mutlaka okumalı. Asla pişman olmayacaksınız.
''Gönüllü unutkanlık korkunç bir şey Tobias. Bugün herkes gönüllü unutkanlıktan medet umuyor. Evet, gönüllü unutkanlık, bugün ilan edilmemiş bir resmi ideoloji. Bu ideoloji rahatlatıyor, geçmişte yapılan büyük hataların yükünü azaltıyor, vahşeti unutturuyor, belki ulusal gururun incinmesini önlüyor ama insanları hakikatten uzaklaştırıyor. Büyük bir yanılsamaya yol açıyor. Gerçekle yüzleşmemizi engelliyor. Fakat biz ondan kaçsak da onu yok saysak da hakikat orada duruyor. Kabul etmesek de kurbanlar ve katiller var. Üstelik unutursak, yeni kurbanlar ve yeni katiller olacak.'' - Yıldız
''Anılar önemlidir. Anılar, yaşananları hatırlatır. Yapılan kötülükleri ve iyilikleri, acıları ve mutlulukları. Anılarını unutursan, yaşananları da unutursun. Yaşananları unutursan, geçmiş tekrar eder.''
''Dediğim gibi sevgi, şefkat, merhamet ve hoşgörü gereklidir ama bir tanrı ya da kral yahut baba sadece bu duygularla yönetemez. Sorumluluk kimi zaman acımasız olmayı gerektirir, zamlimliği ve cezalandırmayı. O ceza ölüm olsa bile gözünü kırpmadan uygulamayı. Ama ister baba olsun, ister kral, isterse baştanrı, asla adaletten ayrılmamalı. Akrabalarını kayırmamalı, yasa neyse uymalı, düzen için gerekirse oğlunun, kızının, torununun canını almalı. Çünkü yasa yoksa taht da yoktur, yasa yoksa taç da yoktur, yasa yoksa saray da yoktur...''
''Ve ister titan olsun ister dev, ister tanrı olsun ister insan, fark etmez, baba kötüyse, korkaksa, sevgisizse, şefkatten yoksunsa, bir çıpıda çıkarıveriyorsa evlatlarını gözden, hiç iyilik beklemeyin o çocuklardan.''
Kimseye inanma, kendine bile güvenme, gerçeği arama
Asla bitmek bilmeyen bir gerilim.
Wulf Dorn'u bu kitabı ile tanıdım ve gerçekten mutlu hissediyorum. Kitaba ilk başladığımda yine klişe ve alışıldık ''ters köşeler''in olduğu klasik o kitaplardan sanmıştım. Ama oldukça yanılmışım. Kitaba başladığım anda kitaptan kopamadım ve kısa sürede okuyup bitirdim. Okurken en zevk aldığım nokta ise gerçekten kendimi Ellen'ın yerindeymiş gibi hissedip asla kitaptaki karakterlere güvenememiştim. 2 sayfada bir şüphelendiğim isim değişiyordu, okurken bile çıldıracak dereceye gelebiliyorsunuz. Hissetmesi ve okuması oldukça hoş ve gerilim dolu olan bir kitaptı. Eğer korku-gerilim tarzında bir kitap arıyorsanız, tam size göre.
''Zulüm en bilge öğretmeniniz olacak; eziyet erdemin kapılarını açacak size; gazabım hizaya sokacak aklınızı. Bağışlanmak isteyeceksiniz. Sizi bağışlamam için öncekilerden daha görkemli tapınaklar kuracaksınız, daha ihtişamlı heykeller yapacaksınız, devasa sunaklarda kendi etinizi sunacaksınız bana. Fakat asla kolay bağışlanmayacaksınız. Çünkü siz hainsiniz, riyakarsınız, yalancısınız. Kolay olana anında uyar, zor olandan kaçarsınız. Oysa tanrıya zor yollardan ulaşılır. Çünkü tanrı, hakikattir; asla değişmez, asla inkar edilmez, asla unutulmaz.''