İngiliz parlamentosunda bir Cezayirli mebus var mıydı ki, Osmanlı Parlamentosunda Rum, Ermeni, Bulgar, Sırp, Arap mebusu bulunmasını istemeğe kalkıyorlar!.
Biz Türkler! Belki bu başlık da olabilirdi. Yahut Cumhuriyet Söylemleri. Ya da Siz Nasıl İsterseniz. Güzel bir soru cevap çalışması altında aslında olanlar, olacaklar ve olması gerekenler. Geçmiş, Günümüz ve Gelecek üçgeninde fırtınaya tutulmuş yelkenli gibi gidip geliyoruz. Dışarısı kapalı ama içimiz, ufkumuz açık. Öylece gidiyoruz. Gidelim.
---
Fakat ne kadar gariptir ki, bugün bana düşmanlık edenlerin hemen hepsi benim açtırdığım okullarda okumuş oldukları halde bana “Akla ve bilgiye düşmandı” demekten maalesef utanmiyorlar.
Kitabı okurken Murat Bardakçı'nın bir makalesine denk geldim. Bu kitap ile ilgili olarak "sahte" diyordu. Bir an şüpheye düştüm.
Sonra bir kaç yıl önce tarih ile ilgili programında "Abdulhamit'i anlamak için 200 yıl lazım" demişti.
Yani bizi aptal yerine koyuyordu.
Kitaba gelince okuduğum bir çok kaynak hatıratlar, bu kitabın güvenilir olduğunu ispat ediyor.
Günümüzü anlamak için mutlaka o dönemi çok iyi öğrenmemiz gerektiği kanaatindeyim.
İçiniz sızlayarak okuyacağınız bir kitap.
Zaman değişse de insan değişmiyor.
Şahsi Hırsını, milletin üzerinde tutanların hep insanları kullanıp gaflet ile iş yaptıklarını bir kere daha ispat ediyor.
Tarihi doğru okumayan, gafillerin gafletine ortak olmaya devam ediyor.
Dün de, bugün de, elbette yarında....
Mithat Paşa, bir fırsatını bulup hanedan’ı devirmek ve yerine kendisi geçmek fikrindeydi. Tuhaftır, Mithat Paşa'nın bir akşam “Al-i Osman'ın yerine Ali Mithat gelse ne lazım gelir?” dediğini ertesi günü gelip bana haber veren Kemal Bey'dir.
(Namık Kemal) ... Çabuk tesir altında kalan, belki de çok samimi bir insandı. Bir kaç saat içinde onu kendiniz gibi düşündürebilirdiniz de, kaç saat veya kaç gün bu düşünceyi taşıyacağını bilemezdiniz.
Rusların Balkanlar'da ilerlemesi ve bazı kalelerimizi ele geçirmesi, Bulgarları azdırdı ve buradaki Türklere tarifsiz zulümler, işkenceler ve hakaretlerde bulunmaya başladılar. O derece ki, hemen bütün Avrupa gazeteleri bu insanlık dışı davranışları yazıyorlar ve Bulgarlara lanet ediyorlardı.
Kitapla ilgili düşünce ve görüşlerimden bahsetmeden önce kitabın içeriği ve özetinden bahsetmek istiyorum.
Kitap; "Giriş, Birinci, İkinci ve Üçüncü Bölüm"ler olmak üzere 4 ana başlıktan oluşuyor.
"Sultan Abdülhamid'in Hatıra Defteri" isimli bir kitap ile ilgili daha önce de bir makale kaleme alan yazar, daha sonra hatırat