Kitabın ilk 50 sayfalık bölümü "Görünmez Kentler Üzerine" yazılmış yazılar ve Sunuş kısmından oluşuyor.Uzun bir bölüm gibi gelse de kitabın içeriğini anlamak açısından oldukça açıklayıcı.
Görünmez Kentler, Marco Polo'nun Kubilay Han'a sunduğu gezi notu ;ancak bu kentlerin hepsi kurmaca ve kadın isimleri verilmiş.
Kubilay Han'ın atlasında yolculuk yapan Marco Polo 'nun gezdiği kentler bildik kentler değil. Kimi camdan kimi ahşaptan kimi topraktan kurulmuş, kimi gökyüzünde kimi yerin dibinde,kiminde ruh var kiminde hayaller...
Marco Polo da Batı'dan Doğu' ya gezdiği yerleri, bu yerlerle ilgili gözlemlerini, kentler ve insan yaşayışlarını, kenti kent yapan unsurları seyahat dönüşünde Han'a aktarıyor ve bu melankolik imparator ile düşünüp yorum yapıyorlar.
Yazar aslında olmayan daha doğrusu olması mümkün olmayan kentleri anlatırken "Kent kavramı bizim için ne anlama geliyor?" sorusuna da cevap arıyor.Hatta "Kent yaşamının kriz noktasına yaklaşmaktayız ve Görünmez Kentler, yaşanmaz hale gelen kentlerin kalbinden doğan bir rüya." diyerek kendi ütopyasını bize sunuyor.
Yazarla tanışma kitabım oldu Görünmez Kentler ve anlatım tarzını ve kurgusunu oldukça farklı buldum. Yer yer kitabın içine girmekte zorlansam da ben tarzını çok sevdim, özellikle kentleri betimlerken sahip olduğu hayal gücü beni etkiledi.
Dediğim gibi farklı tarzda yazılmış bir kitap, herkes severek okur mu bilemem ama beni hem zorlayan hem bağlayan bir kitap oldu.Kitaplar yoldaşınız olsun.Keyifli okumalar dilerim dostlar...