Öğrencinin çoktan düşmüş olduğu, kayıtsız ellerin, anatomi yapmak için ölünün çevresinde oynadığı zihin kadavraları deposuna düşmüş olma kuşkusu, uzun zamandan beri bir antikalık haline gelmiş olan bu aleksandrizm laboratuvarında iğrenç bir şekilde yenileniyordu ve güçlükle dayanılan dersten sonra bu savunma içgüdüsü öyle bir yoğunluk alıyordu ki, şehrin, kendi büyüyüşünden pek şaşırmış, aşırı bir çabuklukla tomurcuklanmış bir erkeklik taşarak elektriğini bütün taşlara ve bütün caddelere fışkırtan ve herkese, bilincine yeni vardığım kendi erkekliğimin sarhoşluğuna son derece benzeyen son derece benzeyen karşı konulmaz bir hummalı çarpıntının ritmini kabul ettiren vahşi ateşliliği ile o çağın Berlin'inin caddelerine çıkıyordum.