Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sevda

Sevda
@adwes
95 okur puanı
Mayıs 2018 tarihinde katıldı
Bir insanın mutluluğu için olabileceğinin en iyisini olmasına olanak sağlamak, onu sevmek demektir. Sevgi bir eylemdir ve amacı o insanın mutlu olması için onu geliştirmektir. Her insan sevilmek, sevildiğini bilmek ister.
Sayfa 137Kitabı okudu
Reklam
Canın sağlıklı gelişebilmesi için önemsenmesi, kaale alınması gerekir. Hesaba katılmayan, ciddiye alınmayan, önemsenmeyen, umursanmayan çocuğun kişiliği gelişemez, o, kendine güveni düşük, ezik biri olarak yetişir.
Sayfa 136Kitabı okudu
Belirsizlik kaygı verir ve kaygıdan kurtulmak için o konuyu belirgin hale getirmek isteriz.
Sayfa 125Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bir çocuk, bir köpekle ilk karşılaştığı zaman yanındaki bir büyük, "Köpek ısırır, ondan uzak dur," derse korkmayı, "Ne tatlı şey, gel sevelim," derse sevmeyi öğrenir. Ve çocuğun sevmeyi ya da korkmayı öğrenmesi için bir tek deneyim yeter.
Sayfa 115Kitabı okudu
Olayın algılanıp yorumlanmasıyla 'anlam' oluşur. Bir olayın biri tarafından algılanıp, yorumlanıp, bilincinde anlamlandırılmış durumuna fenomen denir. Bir tek olay vardır ama her algılayana göre farklı fenomenler oluşur. Bardak için yarısı boş diyen de haklıdır, dolu diyen de. Fark, hangi zeminden baktıklarındadır.
Sayfa 114Kitabı okudu
Reklam
İnsanlar aynı şeye bakarak farklı şeyler görüyorlar. Olaya hangi zeminden baktığınla ilgili bir şey bu.
Sayfa 113Kitabı okudu
Yaşamın dört alanını tartışırken bilgi ve varoluşu gözden geçirmiştik. Organize olmuş verilere bilgi diyorum. Varoluşta özümsenerek davranışa yansıyan, yani önceki duruma göre davranışta bir fark yaratan bilgiye 'farkındalık' diyorum. Özümsenmiş bilgi yani farkındalıklar, bilinci oluşturur. Ortama getirilen bilinçte bilgilerimiz değil, farkındalıklarımız işlevseldir.
Uygarlıklar bilgi değil, farkındalıklar üzerine kurulur. Eyleme geçemeyen bilginin ne sahibine ne de çevresine herhangi bir yararı yoktur.
Diyelim ki insanın tek yaptığı şey, iki kere ikinin dört olduğunu aramaktır, denizleri aşar ve bu arayışta hayatını feda eder; ama onu aramak ve onu bulmak... Tanrı aşkına, o işte bundan korkmaktadır. Çünkü eğer onu bulursa, onun arayacak başka bir şeyi kalmayacağını hissetmektedir. İşçiler çalışmayı bitirdikleri zaman paralarını alırlar; sonra bu onları meyhaneye ve daha sonra da bir karakola düşürecektir elbette... Bu onları en azından bir hafta meşgul tutacaktır. Peki, insan nereye gider? İşte bundan dolayı insan bir amaca ulaştığında tuhaf bir hisle kaplanır. İnsanlar amaçlarına doğru hareket etmeyi severler ama amaçlarına ulaşmayı sevmezler. Kısacası bu komik bir durumdur.
Siz gerçekten benim bütün bunlardan utanabileceğimi düşünüyor musunuz, bunlar hepinizin başından geçmiş olan şeylerdir. Ve bunun yanında bunların hiçbiri kötü bir şekilde kurgulanmış şeyler değildir. Hepsi Camo Gölü"nde geçmiyorlar. Ancak haklısınız, bu kesinlikle hem kaba hem de aşağılık bir şey, Daha da aşağılık olan şu anda kendimi sizin önünüzde haklı çıkartmaya çalışmamdır.
Reklam
Orada toprağa yakın bir şekilde öylece yatarken aklıma binlerce plan geliyor; sapların arasında ki küçük dünyanın vızıltılarını duyduğumda ve hem böceklerin hem de sineklerin sayısız yaşam biçimini algıladığımda Tanrı'nın varlığına kendimi daha yakın hissediyorum.
Eğlencelerimizin ortasında herhangi bir sıkıntı çıktığında ya da bir şey bizi dehşete düşürdüğünde doğal olarak diğer zamanlara kıyasla bu bizde daha derin bir etki bırakır, çünkü hislerimiz etkilere çok daha açıktır ve şok daha kuvvetlidir.
Bu arada biz de kendi hapishanemizin duvarlarını parlak renklerle ve parlak manzaralarla boyayarak kendimizi eğlendiriyoruz.
Kesinlikle böyle mi olmalıyız? Mutluluğumuzun kaynağı aynı zamanda sefaletimizin kaynağı mı olmalı?
Geri122
345 öğeden 331 ile 345 arasındakiler gösteriliyor.