-Sen ne okuyorsun?
-Geçen yılın istatistiklerini: her kırk dakikada bir intihar, yüz elli bin intihar girişimi, on iki bin ölü. Korkunç...
- Evet, korkunç, ne kadar çok başaramayan var bu işi. İyi ki biz burada bu işi yapıyoruz.
Perdeleri kapatma anne, teyzemin saçları nerede? Saçların ömrüme dolanıp kalsalar... Ne boşanması, hayatında kim var senin? Ne diyim, kadınlık ağır kadınlık ağrılı. Gerçek bir olaydan esinlenilerek yazılmış Perdeleri Kapatma Anne. Kesinlikle okunmalı. Bir kadın öldürülünce kaç kadın ölür? Geride kalanlar, yıllar geçtikçe parça parça öldük. Bu bizim hikayemiz. Bu sadece Gülay Tülay Ayşegül ve Güz'ün hikayesi değil. Bu Pınar'ın Emine'nin Özgecan'ın Münevver'in Dilek'in Mutlu'nun Bergen'in hikayesi, bu düzenim bozulmasın diye evden gidemeyen, çocuklarım var diye boşanamayan, elalem ne der kaygısıyla yaşayan, bu evden ancak ölün çıkar yazgısına boyun eğen, sahip çıkılmayan, arkasında durulmayan, kadınlığa reva görülene kader deyip geçilen tüm toplumlardaki tüm kadınların hikayesi. Bu kanayan yaramız. Bu eseri bize emanet ettiği için
Ülkü Yağmur Ural a sonsuz teşekkürler. Kalemine yüreğine sağlık.
Kimi zaman bizzat kendi ailemiz, kimi zaman eş, dost, akraba, konu komşu benzer cümleler kuruyor. " Boşanmış kadın olmak zor" diyen de oluyor, "Kır bacağını otur kocanın evinde" diyen de.