Canım kızım bugün hayatımıza güneş gibi doğduğun yaşamımıza yeni bir yön verdiğin günün dokuzuncu yıl dönümü. En mutlu günümün dokuzuncu yılı hatrına dokuz gün dokuz gece parti vermek isterdim. Hayatıma güneş gibi doğuşunun dokuzuncu yılı hatrına güneşi avuçlarına verebilmeyi isterdim. Gecelerime yıldız oluşunun dokuzuncu yılı hatrına saçlarına dokuz yıldız getirip takmak isterdim. Hayatımın en kıymetlisi oluşunun dokuzuncu yılı hatrına kollarına dokuz bilezik takmak isterdim. Hayallerimin gerçek oluşunun dokuzuncu yılında dokuz kişiyi hayaline kavusturabilmeyi isterdim. Sevgiyi aşkı mutluluğu sevinci zirvede yaşamaya başlamamın dokuzuncu yılı hatrına karanlık kalplere sevgi dağıtabilmeyi isterdim. Yalnızlığımı paylaşmaya başlamanın dokuzuncu yılı hatrına yalnızlığını paylaşacak dokuz yaren hediye etmek isterdim sana. Yaşanılabilecek gibi değil dediğin gezegenimizden ayrı sana dokuz dünya daha kurmak, gitmeyi çok istediğin uzayı ayağına getirmek isterdim. Elimde olsa korktuğun sevmediğin seni endişelendiren ne varsa her şeyi karadeliklere atar ve bütün karadelikleri kapatır, senin hayallerine giden yollardaki bütün engelleri kaldırmak isterdim. Dokuz ömrüm olsa dokuzunu da sana adamak isterdim. Güzel kızım iyi geldin. Bizli nice yıllara 🎂
Oysa o her zaman neşeliydi. Hiç yorulmadan zamanını hep şaka ile geçirir, güler, acılarını her zaman saklardı. Kimde zaaf görürse onu yüreklendirmeye çalışırdı.
Biz halktan insanlar, diye söze başladı. Her şeyi hissederiz , ama dile getiremeyiz. Düşüncelerimiz dalgalı, dağınıktır. Anladığımızı anlatmaktan utanırız.
Ölümü ölümle onarmalıyız, dedi, burası böyle! Bunun için, insanları diriltmek için ölmek gerek. Binlerce insan ölmeli ki milyonlarcası yeryüzüne gelsin. Ölüm zor bir şey değil, pek kolay. Yeter ki ötekiler can bulsun, bellerini doğrultsun.
Bütün yaşayışım boyunca sustum. Ağzımı açmadım! Düşündüğüm yalnız bir şey vardı; sabah olunca sağ salim akşamı edebilmek. Kendimi göstermeksizin, kimse benden haberdar olmaksızın yaşamak.