Çocukluğumuzun en afili günlerini geçirdiğimiz mahalle araları derin bir sessizliğe gömülüverdi bir gün. Teknolojinin karşı konulmaz ilerleyişine birer birer yenik düştü sokaklar. Önceleri birbirimize anılar anlattığımız kaldırım taşları, şimdilerde öksüz ve yetim kalmış durumdalar. Bir tek çocuğa bile aç oracıkta belediye tarafından yenileriyle değiştirilmeyi bekliyorlar.
@0merserkan
‘Kürk Mantolu Madonna; Maria Puder’, ‘Üst Kattaki Terörist’in Alt Kattaki Komşusu; Nurettin ‘, ‘Yüzüncü Ad’ın Dul Kadını; Marta’, ‘Baltası Kadar Masum Katil; Raskolnikov’, ‘İsimle Ateş Arasında; Nihade’, ‘ 5 yaşında kocaman bir çocuk; Alper Kamu’, ‘Afili Filinta; Nuh Tufan’, ve dahası...
Ben kimseyi Ömer kadar sevmedim.
Öyle roman
Bu kitap afili bir incelemeyi hak ediyor. Çünkü yazılan hiçbir şey hayal ürünü değil. Sabahattin Ali'nin eşine ve kızına yazdığı mektuplardan oluşan eserde pozitif bir hava hakim. İlk olarak 15 Şubat 1935de yazdığı mektup var. Eşine Arap alfabesi ile kızına Latin alfabesiyle yazmış. Eser onu aşk adamı, eş ve baba olarak üç farklı yönde tanımamızı sağlıyor.
Keyifli okumalar diler, böyle güzel bir mecrayı bizlere sunduğu için 1K ekibine teşekkür ederim.
- Evlilikte en mühim şey ne, biliyor musunuz?
+ Nedir?
- Espri anlayışınızın tutması. Âşıklar vara yoğa gülerler. Fakat evli çiftlerin başbaşayken birbirini güldürebilmesi saadetin en büyük delilidir.
“Birer kahve içelim mi dedi. Olmaz dedim, çay içelim. Kahve içmek sıkıntılı iş, bin çeşit kahve var. Çoğunun ismini telaffuz etmekte bile zorlanırım. Sonra nerede içeceksin? Şöyle afili bir mekana gitmek gerekir. Çay öyle mi ama? Çay çaydır işte (tabi sütlü-buzlu çay v.s saçmalıklarını saymazsak eğer) çay sadece çaydır. Ve belki de bu yüzden çok güzeldir. Uzun boylu düşünmeye zorlamaz insanı. En fazla açık ya da demli içme opsiyonun vardır. Çay iyidir, beraberinde buğulu bir samimiyet getirir..”