Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ağlasa derd-i derûnum çeşm-i giryânım sana
Ağlasa derd-i derûnum çeşm-i giryânım sana Âşikâr olurdu gâlib râz-ı pinhânım sana (Sevgili!) İçimdeki dertler ile, yaş dolu gözlerim senin için ağlayacak olsa, (gönlümdeki) gizli sırlarım (gözyaşlarıma) gâlip gelir ve (sırlar) sana aşikâr olurdu. Mesned-i hüsn üzre sen ben hâk-i rehde pâymâl Mûr hâlin nice arz ede Süleyman'ım sana
Leyl-i lem
youtu.be/bu5hNKgTSFE Ey Benim Sebebi Medden Giryan Oldugum Hemzem .. Ey Benim Feryad-ü Figan Vaktim. Ey Benim AŞK’ın Yürür Vaziyetteki Secde Halim. Eğri Sütunlardan Cümle Alame Iklab eyledigim . Bilmez misin Görmez misin Halimi ..
Reklam
80 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Ah, vatan şairi Namık Kemal sen ne güzel bir insansın.. Vatan sevgisi o kadar güzel anlatılmış ki. Bir solukta bitirilerecek bir kitap ve mutlaka herkesin ama herkesin okuması lazım bence. Her bir satırı ayrı güzel ayrı kederli.. altı çizilecek o kadar cümle var ki.. "Ne kendimi öldürebiliyorum, ne ölü yaşamak elimden geliyor!" "Ya Rabbi! İnsanın, yüzü gibi, gönlünü de meydanda yarataydın ne olurdu?" "Bilir misin, bence, vatan iman ile beraberdir. Vatanını sevmeyen, Allah’ını da sevmez!" "Ne uykum kaldı, ne iradem kaldı, ne bir şeyde arzum kaldı. Kendinden başka, gönlümde bir şey bırakmadın!" "Gönlüm, gerçekten taşlaştı. Üzerine kılıçla vursalar, belki bir parçası kopardı, ben yine duymazdım." Uyusam, rüyamda sen! Uyansam, hayalimde sen! İnsan içinde olsam, gönlümde sen! Daima sen! Daima sen! "Seni görünceye kadar bu hep böyleydi. Kalbim ya bilinmezlerde ya da mezarlar içinde gezerdi." "Ah, vatanını sevmeyen adamdan nasıl aşk beklersin?"
Vatan Yahut Silistre
Vatan Yahut SilistreNamık Kemal · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201821,6bin okunma
Aşk; Taif kadar yabancı bir kentte yanlızlığa sürgünlüğümdü Yıldızlar kadar,Yesrip'e yakınlığımdı Unutmuşum meğerse, yar koynundan boğazıma dolanan yılanları Ve Mekke kadar öksüz geceler yaşamışlığımdı, kimse bilmemiş Hüzün denen şedit kıyılardan, Hatice yürekli bir yar aramak telaşındayken Düştüm ! Gözlere kör olan Yusuf'i
Gönlüm dolu âh u zâr kaldı
Ayşe kendi gönlünü yokladı: Bu gönül âh u zâr ile doluydu. Şu farkla ki Hâmid, kendi âh u zarını bir fırtına çığlığı halinde dünyaya ve zamanlara fırlatabildiği halde Ayşe’nin âh u zarı gönlünün sınırları içinde mahpus kalmaya mahkûmdu.
"Hikmet: Hazreti Fuzuli, Kays'ın bütün aşkını yüreğine yükleyip hasret çadırında sevda çilesini doldurttuğu Leyla'ya bir gece muma hitaben şöyle dedirtir: Gel ey gözü bağlı, bağrı dağlı; başı karalı, ayağı bağlı! Gel seninle ikimiz hem-nefes olalım ve yanan bağrının sırlarını söyleşelim. Nedir seni bunca ağlatan dert ve benzini sarartıp içini kavuran elem? Baştan ayağa nedir bu yanmak? Durmadan gönül derdine boyanmak Aslın ne ola ki; hayat suyun yaratılıptır? Her an yangınlardasın; hem ateşe boğuluyorsun, aynı anda hem suya! Ey seher kuşu, ne sihirler yapmaktasın ki, ateşin suyundan daha keskindir? İşte vefada ben sana benzemekteyim; hatta belki vefam senden nice kat ziyadedir. Çünkü ey kalbi eriyen, sen her gece yanıyorsun; bense her gece ve her gündüz yanıyor ve eriyorum. Üstelik sende ah etmek de yoktur ama bende var! Senin için ne hoştur meclislerde yaşlar döküp içindekileri açığa vurmak. Üstelik senin gönlündeki dilindedir her daim. Ya ben ne yapayım, ney gibi inleyip dururken? Ben öyle her olur olmaz ile yoldaşlık edemem; başımı kesseler, sırrımı söyleyemem. Şimdi sana söyleyecek olsam derdimi, dayanamazsın, yanmaktan helâk olursun. İçin için yanan bu sırra benim gönlüm bile zor dayanırken, onu sana söyleyecek olsam ahımın ateşiyle kül olmaz mısın sanıyorsun? Bir vakitler, yanılıp yenildim de bu derdi o dildara söyledim. Ne çare bana yoldaş olmadı. Bu derde dayanamayıp sahralara düştü, kaçtı, uzaklaştı gitti. Onun için şimdi acılarımı senin yanında da açmayayım ki, sen de tıpkı o sevgili gibi kaçıp gitme benden."
Kapı YayınlarıKitabı okudu
1.000 öğeden 791 ile 800 arasındakiler gösteriliyor.