Başka bir şehri istemem artık
Gönlümün güneşi sensin İzmirim
Kordonun büyüsüne yedi düvel aşık
Gözümün bebeği, canım İzmirim
İzmir’de bir gün batımı ne hoş olur salınarak
İzmir’de bir gün batımı, kordonda dolaşarak
Oynaşır körfezde mavi dalgalar
Süzülür üstünde özgür martılar, ah
Bağrında binbir güzelliği saklar
Gözümün bebeği, canım İzmirim
Karşıyaka’da hep dolaşayım
Kadifekale’den hayran bakayım
Seni veren allah’a kurban olayım
Gözümün bebeği, canım İzmirim
Ümit ve aşk! Hepsi paramparça!
Ben, serilmişim ben de
Kükreyen denizin fırlattığı
Bir ceset gibi
Islak, çıplak kıyıya
Sular bir çöl, önümde dalga dalga
Ardımda ancak sefalet, kaygı,
Üstümde geçip giden bulutlar:
İçimde;
Alev alev büyürken
Hasretinin gölgeleri,
Masum bir sigara
Ateşini körükler içimdeki dipsiz cehennemin...
Rakıya ne hacet,
Elime karışan saçlarının kokusu
Yeter de artar bile
Kör kütük sarhoş etmeye...
Ah,ne büyük acizliktir şimdi
Yetim düşmüş birkaç kelimeyle
Anlatmaya çalışmak hasretini...
Seni özlemek,
Boğulmaktı yanarken içim
Dökülmekti kirpiklerinden,
Simsiyah toprağa...
Seni özlemek,
Düşmekti sadece...
Gökyüzünden,
Gecenin en derin sessizliğine...
Martılar gece ağlarmış...Biliyor musun ?
sabah
fırtına durdu, önce bunu laklakalarıyla martılar kutladı
sonra deniz, çok yaşamış birinin derisi gibi kırıştı
sakin huzurlu bir iç çekiş olarak, Al-lah
kıyı boyunca uzanan beton şehirden yükselen ah
sabah, fırtına durdu...
Cem Sancar
Uzun zaman önce çok sevdiğim bir adama karaladığım birkaç satır...
Merhaba sevgilim. Gün doğumunu izliyordum aklıma düştün yine keşke dedim... Keşke seninle izlesem şu güneşin doğuşunu. Sonra kapadım gözlerimi yanımda hayal ettim seni. Esen hafif rüzgarı parmakların varsaydım mesela. Saçarımda hafifçe gezinen parmakların... Sonra gözüme değen dalgalar var bir de. Şu denizi beraber izlesek seninle dedim. Buz gibi